TCMB, piyasa beklentilerinin aksine nisan ayı politika faizi 350 baz puan artırarak yüzde 46 seviyesine yükseltti. Ekonomistlerin tahminleri ise faizin yüzde 42,5 seviyesinde sabit tutulacağı yönündeydi. İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan siyasi türbülans, piyasaları derinden sarstı. TL’deki değer kaybını önlemek için MB iki yılda biriktirdiği 50 milyar dolardan fazla döviz rezervini satmak zorunda kaldı. Baskı altında gelen artış, oluşan kırılgan zemine “acil müdahale” olarak yorumlandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), piyasaların “faiz sabit kalır” beklentisine rağmen nisan ayı politika faizini 350 baz puan artırarak yüzde 46’ya çıkardı. Gecelik borç verme faizinin de yüzde 49’a yükseltildiği karar, sadece ekonomik değil, siyasi gelişmelerin de gölgesinde alındı.
19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından piyasalarda yaşanan tedirginlik ve artan döviz talebi, Merkez Bankası’nı rezerv satışıyla dövizi kontrol altında tutmaya zorladı. İki yılda büyük çabayla biriktirilen 50 milyar dolardan fazla rezervin kısa sürede eritilmesi, Para Politikası Kurulu’nu olağan dışı bir faiz artışı kararı almaya itti. Ekonomistler bu artışı, “siyasi şokların yarattığı ekonomik kırılganlığa zorunlu bir yanıt” olarak değerlendirdi.
Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 49’a, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41’den yüzde 44,5’e yükseltti.
Karar metninde şu ifadelere yer verildi:
Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya yükseltilmesine karar vermiştir. Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 49’a, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41’den yüzde 44,5’e yükseltmiştir.
Enflasyonun ana eğilimi mart ayında gerilemiştir. Aylık temel mal enflasyonunun finansal piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle nisan ayında bir miktar yükseleceği, hizmet enflasyonunun ise görece yatay seyredeceği öngörülmektedir. Öncü veriler yurt içi talebin ilk çeyrekte ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını ima etmektedir. Küresel ticarette artan korumacı eğilimlerin küresel iktisadi faaliyet, emtia fiyatları ve sermaye akımları kanalıyla dezenflasyon sürecine olası etkileri yakından takip edilmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Bu doğrultuda, tüm para politikası araçları kararlılıkla kullanılacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.
Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır.
GEÇEN AY 250 BAZ PUAN İNDİRİLMİŞTİ
Mart ayındaki PPK toplantısında TCMB, politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 45’ten yüzde 42,5’e çekmişti.
EKONOMİSTLERDEN FAİZ ARTIŞI BEKLENMİYORDU
Karar öncesinde Anadolu Ajansı Finans tarafından düzenlenen anketlere katılan ekonomistler, TCMB’nin bu ay faiz oranında herhangi bir değişikliğe gitmeyeceği öngörüsünde bulunmuştu. Tahminler, faizin yüzde 42,5 seviyesinde sabit tutulacağı yönündeydi.
Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 34,5 olarak şekillendi. Bu da yılın geri kalanında sınırlı da olsa faiz indirimleri yapılabileceğine işaret ediyor.
Ekonomistler ayrıca, cari işlemler dengesine ilişkin tahminlerde de bulundu. Şubat ayında cari açığın 4 milyar 325 milyon dolar olacağı öngörülürken, yıl genelinde bu rakamın 21 milyar 970 milyon dolar seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edildi.