Koronavirüs ve akıl sağlığı.
Pandeminin akıl sağlığı üzerindeki etkileri henüz net değil ancak ;
İngiltere’de sevgi dolu binlerce çocuğu saldırgan ve korkulu bir çocuğa dönüştürdüğü saptandı.
Pandeminin kitleler üzerinde ki akıl sağlığı etkileri henüz net değil. Milyonlarca insanın kendilerini huzursuz, stresli ve endişeli hissetmelerinin normal bir tepki olduğu, bugüne kadar açıklandı durdu., Özellikle de yeni duruma uyum sağlamamız gerektiği vurgulandı.
Henüz bu konuda tespitler virüsle mücadele bitmeden, diğer bir deyimle “hayat normale dönmeden” de ortaya konululması zor gözüküyor.
Ancak, İngiltere’de pandemiden önce teşhis edilebilir bir akıl sağlığı sorunu olmayan yarım milyon 18 yaş altı çocuk, Covid -19’un ekonomik, sağlık ve aile etkisi nedeniyle, artık akıl sağlığı hizmetine ihtiyaç duyacağı tartışılıyor.
İngiltere Ulusal Sağlık Hizmeti – National Health Service – NHS Digital’den elde edilen veriler, on yıl boyunca yüzde 10’da sabit kalan çocuklar arasında “olası akıl hastalığı” teşhisinin 2020’de yüzde 17’ye yükseldiğini gösteriyor. Çocuklarda daha fazla yeme bozukluğu, kendine zarar verme ve intihar düşünceleri anlamına geldiği uzmanlar tarafından tartışılıyor. Çocukların geleceğine bu açıdan endişeyle bakılıyor. Hükümet, çocuk ve ergen ruh sağlığı poliklinik hizmetlerine daha fazla kaynak yatırmalıdır, uyarıları yapılıyor. Covid-19’un ekonomik, duygusal ve sağlıkla ilgili sonuçları dışında sevgi dolu binlerce çocuğu saldırgan ve korkulu bir çocuğa dönüştürdüğü ve bu rakamların hiç az olmadığı şimdiden biliniyor.
Satırlarıma burada virgül koyma zamanı.
Guardian Gazetesi haberini okuduktan sonra, torunum Kerim’le beraber İngiltere’de ailece yaşadıklarımıza kısaca değinip devam etmek isterim ;
Kerim 19 yaşını yeni bitirdi, Milli Atlet. Geçen sene Loughborough Kolej’de eğitimine devam ediyor, günlük antrenmanlarını Loughborough Üniversitesi içinde ki “High Performance Athletics Centre” tesislerinde yapıyor ve kış sezonuna hazırlanıyordu.
Kerim’in o günlerde evimize taşıdığı normal kış gribi ötesinde ki etkisi, eşimi ve beni günlerce ateş ve öksürükle yatağa yapıştırdı. Uzak doğu üzerinde etkili olan öldürücü virüs varlığından birkaç ay önce haberdardık. Bu sebeple, Türkiye’den beraberimde bilinçli olarak kuvvetli Antibiyotik ve soğuk algınlığı haplarını getirmiştim. İşte bu haplar sayesinde önce ateş arkasından öksürüğü kesmeyi başardık. Kerim ise hafif ateşle iki Parasetamol sayesinde ayakta atlatıp normal programına devam etti.
Ailece, virüsü geçirip, geçirmediğimiz net değil, bugün bile soru işareti taşıyor.Ben ve eşim bugün bile fiziksel çeşitli kalıntıları zaman zaman hissediyoruz . Hastahaneye gidemiyor MR çektiremiyor ve emin olamıyoruz. Emin olamadığımız ikinci nokta ise üzerimizde bıraktığı “psikolojik” kalıntıları. Geçen seneye hatırlamak bile istemediğimiz günlere dönersem; Başbakan Boris Johnson’un koronavirüsün yayılması nedeniyle halkın daha fazla hazırlıklı olması gerektiğini söylerken .“ sevdiklerinizi zamanından önce kaybedeceksiniz “cümlesi!. Hiç ama hiç aklımdan çıkmadı. Annemi 3 ay önce kaybetmiştim, acısı daha oturmamış bir insan üzerinde ki etki ne ise o!. Bu cümle zihnime mıh gibi yapıştı kaldı.İşte o günlerde İngiltere sokaklarında sadece Ambulanslar kulakları sağar eden sirenleri açık gelip geçiyor, gece ise yanıp sönen göz alıcı renkleri ile insanın içini ürpertiyordu. Ambulansın yaşadığımız yere gelmesi, komşumuz mesafesinde ki bir hastayı alması ise daha farklıydı. Sağlık çalışanlarına hafta da bir akşam “alkış” desteği kampanyası için kapı önüne çıktığımız da, sessizce adeta şavaş veren doktorlar ve hemşireler başta olmak üzere Ambulans personelleri de akılalara getiriyordu. Bugün bile zaman zaman araba kullanırken sirenleri açık Ambulans görüyor ve irkiliyorum. İngiltere’de mutasyonu uğrayan yeni varyant Covid – 19 ile mücadele alarm seviyesinde. İngiltere genelinde Hastane kapasiteleri doldu, şimdi oteller koronavirüs hastaları için hazırlanıyor. Londra’da her 20 kişiden birisi virüs taşıyor. Oksijen tüpleri çarkı artık dönmüyor, dolum şirketleri yetiştiremiyor. Hemşireler koronavirüs hastalarına elle oksijen verdikleri oluyor.
Yukarıda “Sevgi dolu bir çocuğu saldırgan ve korkulu bir çocuğa dönüştürdü ve kendisi de yalnız değil” cümlesini farklı yazdım o cümleye “bizlerde dahil olduk” deme şansım var.
Guardian Gazetesi detaylarına dönüp devam ediyorum.
Guardian Foto muhabiri Tom Pilston’a geçen hafta University College Hastanesin’deki yoğun bakım servisine erişim izni alınıyor. Haber konusu ise pandeminin hastane personelini nasıl etkilediği . Bir danışman,doktorlar, hemşire ve fizyoterapistle konuşuluyor. Covid-19 tedavisi gören hastaların kimliklerini verilerek çok çarpıcı detaylar harika fotoğraflarla birleştiriliyor.
Başlık ise şöyle atılıyor “Eve giderken trende çok ağlıyorum’ : Londra sağlık görevlileri Covid hastalarını kurtarmak için mücadele ediyor.
Habere giriş cümleleri atmosferi ayna gibi yansıtıyor ; Londra’da Euston Road üzerindeki University College hastanesinin, düşük kış güneşiyle yıkanan heybetli kulesine yaklaştığınızda, her şey normal görünüyor. Muhtemelen çevre yollar biraz daha sessiz, daha az araba, daha az trafik, daha az gürültü. Sadece içeri girip koğuşlara girdiğinizde dışarda ki “normal” gibi görünüm kayboluyor.Makinelerin ve monitörlerin ritmik bip sesi, sürekli maske takan etrafta ki insanların konuşmaları boğuk ses mırıltısının üzerine çıkıyor. Klinisyenler genellikle bilinçsiz hastalarıyla, rahatsız edici bir prosedür için nazik bir söz veya özür dileyerek konuşuyorlar.
AneAnestezi uzmanı Chris Leck, hazırlık ekibine liderlik ediyor. Sesi güçlü ve net. “Üç deyince sağa dönün, aferin, şimdi beş inç kuzeye, teşekkürler.”diyor ve gerekeni hastalarına ekip ruhu ile yapıyorlar,.
Patricia Barrazona: akut tıp biriminde kıdemli personel hemşire “Meslektaşlarım ve ben non-invaziv ventilasyonda Covid hastalarının bulunduğu 19 yataklı bir koğuşta çalışıyoruz. İlk 24 – 48 saat, birinin ihtiyaç duyduğu bakıma karar vermede çok önemlidir. Hastalar genellikle bir hafta kadar kalıyor ve ardından bir Covid koğuşuna geçiyor. Ama maalesef çok sayıda insan hayatını kaybetti.“Ölümle uğraşmak işimizin kaçınılmaz bir parçası. Hastalar son günlerinde veya saatlerinde karşılarında dirençli olma konusunda gerçekten kuvvetliyiz.Güçlü bir kişiliğim var ve fiziksel yorgunlukla başa çıkabilirim. Ancak şu anki iş, çok sayıda ölüm görmek de dahil olmak üzere, duygusal ve psikolojik olarak üzerimde büyük bir yük oluşturuyor. Bazen kabus görüyorum. Gecenin ortasında uyanıyorum ve oksijen satürasyonunun düştüğünü veya infüzyon pompalarının ilaçlarının bittiğini veya kalp monitörünün size yanlış bir şey olduğunu söyleyen ventilatörlerin alarm sesini duyabiliyorum.
“Her ikisinde de Covid bulunan bazı çiftler geliyor ve bununla başa çıkması gerçekten zor bir durum. Genellikle çiftler ayrılırlar ve birbirlerini göremezler. 70’lerinde gelen bir çifti ve birkaç gün sonra oğullarının da içeri girdiğini hatırlıyorum. Hepsinde Covid vardı. Oğulları hayatta kaldı ama maalesef ailesini kaybetti. Onlarla yaşadı ve onlara tek başına bakıyordu. Çok zor bir durum çünkü onun kendisini daha iyi hissetmesine yardımcı olacak hiçbir şey yapamadık. Aynı anda hem anne hem de babanı kaybetmek çok üzücü. “
Alison Gordon: kritik bakım ünitesinde uzman solunum fizyoterapisti “Ben ve uzman solunum fizyoterapistlerinden oluşan ekibim ventilasyon yapılan Covid hastaları ve ayrıca iyileşenlerle çalışıyor. Ventilatörde olduklarında solunum yollarını balgamdan uzak tutmaya yardımcı oluruz. Akciğerlerinde uygun şekilde şişirilmemiş herhangi bir alan varsa, genellikle kistik fibrozlu hastalarda kullandığımız manuel teknikleri kullanarak üzerinde çalışıyoruz. Sakinleşen ve hareket edemeyen hastalarda, diyaframlarında yukarı doğru hareketler yapmak, öksürüğü taklit etmek ve yine solunum yollarını temizlemek için her iki kolumuzu da kullanırız. “Hastalarla haftalarca hatta aylarca çalışıyoruz. İTÜ hastalarının hastaneden ayrıldıktan sonra 12 veya 18 ay boyunca sürekli bakıma ihtiyacı olabilir. Geri gelip bizi ziyaret etmelerini ve hastaneye geri döndüklerinde merhaba demelerine çok seviniyoruz. “Sonunda bir hastanın bakımımızdan ayrıldığını gördüğümüzde, bu çok duygusal. Biz buna “rehabilitasyon sevinci” diyoruz. “Tren gözyaşları” anlattıklarımın çoğunu üzerimden ağlayarak atıyorum – işe gidip gelirken çok ağlıyorum ama sonra bir anne olarak çocuklarıma evimin kapısından içeri girerken, gülümsemek için kendimi tokatlıyorum. “
İngiltere Ulusal Sağlık Hizmeti – National Health Service – NHS bugünlerde artan baskıya hazırlanırken, hayır kurumu, insanların krize ulaşmaktan kaçınmak için doğru desteği erken alabilmelerini ve hastaneden çıktıktan sonra eve dönenlerin sağlıklı kalmalarına yardım edilmesini istiyor.