Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile görüşmesinin ardından uçakta gazetecilerle yaptığı söyleşide Tahıl Koridoru anlaşması ve Suriye ile normalleşme adımları üzerine dikkat çeken ifadeler kullandı.
Erdoğan, Putin ile yaptığı görüşmede ikili ilişkiler ile bölgesel ve küresel gelişmelerin ele alındığını söyledi. Erdoğan, Rusya ile 69 milyar dolar olan ticaret hacmini de 100 milyar dolara ulaştırma hedefleri olduğunu belirtti.
‘BARIŞA DAİR UMUT VERİCİ MANZARA BULUNMUYOR’
Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya arasında devam eden savaşta ilk gündem beri barışı ve diplomasiyi savunduğunu dile getiren Erdoğan, “Ufukta barışa dair umut verici bir manzara da bulunmuyor. Türkiye olarak dün olduğu gibi bugün de savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz, taraftar istediğinde üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu tekrar ifade ettik. Keza esir takası, Zaporijya Nükleer Santrali gibi konularda olduğu gibi kolaylaştırıcılık rolümüzü de devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.
SURİYE İLE NORMALLEŞME ADIMLARI ÜZERİNE
Erdoğan, Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme adımlarının Putin ile yapılan görüşmede gündeme gelip gelmediği ve adımların hızlanmasının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın görüşmeleri ‘uzaktan seyrettiğini’ savunarak, şu yanıtı verdi:
Biz ise Suriye’nin bu işin içerinde yer alacağını ümit ederek bu çalışmalara kapımızı açtık, “Biz buna varız” dedik. Ancak hala Suriye tarafında olumlu bir tavır yok. Temenni ederiz ki sürecin devamında onlar da masada yerini alır.
Terörle mücadele, siyasi süreç, sığınmacıların güvenli, gönüllü ve onurlu dönüşleri kapsamlı şekilde dörtlü dışişleri bakanları toplantısında ele alınıyor. Bu başlıklarda ilerleme kaydedilirse Suriye rejimiyle de ilişkilerin normalleşmesi mümkündür. Suriye rejimi ile yürütülen Dörtlü Sürecin başından itibaren önkoşulsuz olması gerektiğini söyledik. Biz bu sürecin aşamalı bir şekilde, belirttiğim üzere önkoşulsuz olarak ileriye taşınması gerektiğini düşündük.
Bunun gerçekleşmesi için de Suriye rejiminin sahadaki gerçeklere uygun bir şekilde hareket etmesi, sürece zarar verebilecek yaklaşımlardan kaçınması çok önemli. Malumunuz, bizim bu süreçten temel beklentimiz terörle mücadelede somut adımlar atılması. Bunun yanı sıra, gönüllü ve güvenli geri dönüşler için gerekli koşulların oluşturulması ve BM himayesindeki siyasi sürecin canlandırılmasıdır. Bahsettiğim bu alanlarda gelişme sağlanması sürecin ileriye taşınmasına yardımcı olacaktır. Ancak, evvelce de belirttiğim üzere sınırlarımızı ve vatandaşlarımızı tehdit eden terör unsurları bertaraf edilmeden, nüfus hareketliliği riskleri ortadan kaldırılmadan, bizim güvenliğimizi ön planda tutan yaklaşımımızın değişmesi söz konusu değildir. Türkiye, komşularının toprak bütünlüğünden yanadır. Suriye’deki iç savaşın başından beri de bu ülkenin toprak bütünlüğüne en büyük tehdidin bu ülkede konuşlu terör örgütleri olduğunu söylüyoruz. Ülkemizi tehdit eden terör örgütleriyle mücadelemiz de son terörist etkisiz hale gelinceye kadar sürecektir. Suriye’nin kuzeyini, Türkiye’yi tehdit eden terör örgütlerinden temizlemek için o bölgedeyiz.
TAHIL KORİDORU ÜZERİNE
Putin ile yapılan görüşmenin ana gündemlerinden biri de Tahıl Koridoru anlaşmasıydı. Erdoğan, Rusya’nın konuya ilişkin iki tane özel isteği olduğunu söyleyerek, bunlardan birinin Rusya’nın tarım bankasının SWIFT sistemine bağlanması olduğunu ikincisinin ise tahıl taşımakta kullanılan gemilerin sigortalanması gerektiğinin olduğunu söyledi.
Erdoğan, Putin ile yaptığı görüşmenin Tahıl Anlaşması üzerine olan kısmını şöyle anlattı:
“Sayın Putin’in Soçi’ye hareketinden önce Amerika Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. “ABD ve Birleşmiş Milletler, hayat kurtaran tahıl girişimine aracılık çalışmaları nedeniyle Türkiye’ye minnettardır” diye bir açıklaması var. Ancak gerek SWIFT olayı gerekse sigorta konusunda, Batı, Rusya’ya çok değişik bir bakış sergiliyor. Değişik bakış sergileyişi sebebiyle de şu anda Sayın Putin “bana karşı bunlar edimlerini yerine getirmiyor, getirmediği için de ben bu konuda bunlarla müşterek bir çalışmanın içine girmem” diyor. Bir de tahılın yüzde 44’ü Avrupa’ya gidiyor. Afrika’ya ise yüzde 14’ü gidiyor. Sayın Putin, ‘Avrupa zaten bana düşman. Avrupa verdiği sözleri yerine getirmeden ben de bu konuda adım atmayacağım’ diyor. Ama şimdilik 1 milyon ton tahılı 6 ülkeye göndermeyi düşündüğünü söyledi. ‘Katar ile beraber bunu bir görüşelim’ dedi.”
RUS GAZININ TÜRKİYE ÜZERİNDEN AVRUPA’YA AKTARILMASI
Erdoğan, Rus gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarılmasına ilişkin çalışmalarla ilgili bir soruyu da yanıtladı. Putin ile enerji sektörünü ayrı başlıklarla ele aldıklarını söyleyen Erdoğan, farklı projelerin hayata geçirileceğini belirtti.
Türkiye’de kurulacak olan doğalgaz merkezi ile enerji nakil ve fiyatlama konularında ilerleme sağlanacağına işaret eden Erdoğan, “Ülkemizi enerji üssü yapacağız demiştik, bunun için gerekli altyapı ve fiziki imkânları sağlıyoruz. Son yıllardaki yatırımlarımızla ülkemizi bölge coğrafyası için önemli bir doğalgaz üssü haline getireceğiz. Türkiye’yi önce bölgesinin sonra da küresel enerjinin merkezi haline getirme hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Enerji diplomasisinde elde ettiğimiz başarılarla Doğu Akdeniz’de Türkiye olmadan bir adım atılamayacağını kanıtladık. Şimdi de doğalgaz alanındaki anlaşmalarla ülkemizi enerji üssü haline getiriyoruz. Kazan-kazan esasına dayalı olarak yürüttüğümüz Türkiye-Rusya enerji ilişkisini ülkelerimiz menfaatlerine sürdürmekte kararlıyız” diye konuştu.
Erdoğan, konuya ilişkin sözlerinin devamında şunları kaydetti:
Bu konuyla ilgili Türkiye olarak değişik bir plan sunuyoruz. İstanbul’daki Finans Merkezimiz gibi, Londra’da, Hamburg’da belli işler için kurulmuş merkezler örneğinde olduğu gibi doğalgazla ilgili de bir merkez kurma planımız var. Rusya ile bu planımızı görüşeceğiz. Trakya’daki hatların ötesinde ülkemizi böyle bir merkez haline getirelim istiyoruz. Bu merkezi de sadece doğalgaza hitap eden değil, enerjiye, madenciliğe hitap eden bir merkez olarak planlıyoruz. Geniş çaplı hedefleri olan bir merkez oluşturalım istiyoruz. Enerji, doğalgaz, madencilik gibi konularda kim ne yapmak istiyorsa bu merkeze gelsin istiyoruz. Ataşehir’de Finans Merkezimizin bir bloğunda bu merkezi kurabiliriz. Bu işi finansın, paranın merkezinde örgütleyebiliriz.
Kaynak: Gerçek Gündem