Türkiye dahil güney Avrupa’nın etkisi altında olduğu aşırı sıcak hava dalgası zeytin hasatını şimdiden tehdit ediyor – Zeytinyağı endüstrisinde bu sene kriz bekleniyor – İspanyol zeytinyağı üretiminin önemli ölçüde azalması kaçınılmaz gözüküyor – Dünyanın en büyük zeytin – zeytinyağ üreticisi İspanya, üst üste ikinci yıl kötü hasat yolunda ilerliyor – İspanya zeytinyağ raflarındaki boşlukları şimdiden görüyor ve hasat öncesinde fiyatlar giderek artıyor –
İklim krizi kötüleştikçe zeytinyağı üretiminde gelecekle ilgili korkular arttı. İtalya, Yunanistan ve İspanya gibi geleneksel zeytin yetiştirme bölgelerinden beklenen tedarikleri desteklemek için dikkatler Türkiye hatta Şili gibi ülkelere yöneltti. Kısacası İspanya zeytin tedarik ettiği alanları genişlettiğini açıkladı hedefte Türkiye zeytin mahsülü var.
İspanya sonbahar aylarında tahmini 850.000 ton zeytinyağ üretse bile, fiyat durumu kaçınılmaz artışta – Küresel zeytin mahsulünün yaklaşık yarısını üreten İspanya’da geçtiğimiz bahar sıcak hava dalgasının zeytin dallarında çiçeklenmeyi kötü etkilemesinin ardından, hasadın geçen yıla göre yalnızca %28 artacağı tahmin ediliyor. Ancak bunun neredeyse son on yılın en kötü hasadı olduğu da iyi biliniyor.
İspanya The International Olive Oil Council / Uluslararası Zeytinyağı Konseyi, ülkenin iklim krizi etkileri nedeniyle ortalama 850.000 ton zeytinyağ üretmesi beklenmesine rağmen geçen yıl 660.000 tona kıyasla 1.3 milyon ton üreteceği tahmin edilmişti. Bu tahmin, mevcut yüksek sıcaklık döneminden önce yayınlanmıştı. Zeytinyağ endüstrisi, bir hafta içinde ikinci bir sıcak hava dalgasının bu hafta İspanya’nın bazı güney bölgelerinde 43C’ye varan sıcaklıklar getirmesi ve ağaçların nemi korumak için olgunlaşmamış meyveleri düşürmesine neden olması nedeniyle üretimin daha da kötüye gidebileceğinden korkuluyor .
Dünyanın en büyük zeytinyağı üreticisi İspanyol Filippo Berio markasının İngiltere kolu CEO’su Walter Zanre.”İspanya’da zaten kötü bir yıl olacağını biliyoruz, ancak şimdi ortaya çıkan sorunla kimse başa çıkmaz gibi gözüküyor. Beklenen aşırı sıcaklıklar duruma yardımcı olmayacağı kesin. Bunun bizde ne kadar endişe yarattığı detaylarını açıkça paylaşamam. Geçen yıl İspanya, önceki yıldan bir miktar devir ile mahsul verdi ve bu da açığı bir şekilde ortadan kaldırmıştı. Bu sene variller kurudu. İspanya tahmin edilen 850.000 tonu üretse bile, fiyat durumu daha kötüye gideceği kesin gibi.” açıklamasını yaparken, olası İtalya ve Portekiz’deki benzer şekilde zayıf hasat nedeniyle zeytinyağ fiyatların muhtemelen daha da artacağı anlamına geldiğini söyledi .
Toptan zeytinyağ fiyatları 2022’nin başından bu yana ikiye katlandı bile. Ulusal İstatistik Ofisi’nin son rakamlarına göre, Birleşik Krallık’ta zeytinyağının perakende fiyatı Mayıs ayında yıllık %47 artışla raflarda alıcı bekleyen 500 ml zeytinyağ şişesi için ortalama £6.16 pound’a ( bugünkü kurdan 216,69 TL ) yükseldi.
Sonbahar zeytin hasadının kasım ayına kadar zeytinyağı üretiminin beklentinin üzerine geçeceği pek olası olmadığı ve mevcut tüketim oranlarında geçen yılki arzın Eylül ayına kadar tükenmesinin beklendiği göz önüne alındığında, süpermarketlerin raflarında sonbaharda zeytinyağı kıtlığı görülmesine olası olarak bakılıyor.
İtalya’da sırf zeytin üreticileri etkilenmiyor domates üreticileri de, sel baskınlarının bu yıl ekilen mahsulün %15’inden fazlasını yok etmesinin ardından sıcak hava dalgasının etkilerinden endişe duyuyor. Ülkedeki aşırı sıcaklıklar birkaç günden fazla sürerse, neredeyse hasat için hazır olan ekinlere zarar vermesi bekleniyor. Konserve domates ve passata üreten Conserve Italia’nın ihracattan sorumlu ticari direktörü Diego Pariotti, grubun üretimin sadece %10 düşeceğini tahmin ettiğini ve bu yılın Ağustos ayındaki ikinci hasadının bu haftaki sıcak hava dalgası tarafından etkilenme olasılığının daha yüksek olduğunu söyledi.
Ancak Pariotti, İtalya’da sıcaklığın 40 dereceyi aştığı sıcak hava dalgasının birkaç günden fazla devam etmesi halinde önümüzdeki haftalarda toplanmayı bekleyen neredeyse olgunlaşmış domateslerin de zarar görme riskiyle karşı karşıya kalabileceğini sözlerine ekledi. Pariotti “Kesinlikle bir endişe var çünkü olgun domatesler yanabilir” dedi.
Zeytin Kanunu – zeytin ağacının kesilmesini yasaklıyor, uymamayı para cezası yaptırımına bağlamış, ama uygulamada örnekleri pek gözükmüyor –
Zeytin yetiştiriciliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı kabul edilmektedir ve bütün ağaçların ilkidir diye de tanımlanır “Zeytin ağaçları”. O güzelim asırlık yüce ağaçların üzerlerinde düşmeyen yaprakları ve zeytinleriyle birlikte, dozerlerle nasıl yıkılıp yok edildiğini. Özellikle asırlık Zeytin ağaçlarının yörede nasıl yok edildiğini, izlemek insana zulm gibi gelir.
Türkiye bilindiği üzere son yıllarda AB’den kotasız zeytin ve zeytinyağı ihracat hakkı talep ediyor. Akdeniz’e kıyısı olan ve iklimleri gereği zeytin üretimine elverişli topraklara sahip olan ülkemizde, başta İspanya, İtalya ve Yunanistan olmak üzere bir türlü rakipleri ile aynı düzeye ulaşamıyor. Zeytin ve zeytinyağı üretimi 2022 yılında tüm zamanların rekorunu kırarak zeytinde yüzde 71, zeytinyağında ise yüzde 79 artış yaşadığı açıklandı. Üretim rakamlarına bakıldığında Türkiye sofralık zeytinde dünyada ilk sıraya, zeytinyağında ise İspanya’dan sonra ikinci sıraya yükseldiğine dikkatler çekiliyor.
Ülkemiz 2022’de zeytinyağı kalitesinde ödül sayıları sıralamasında ise dördüncü sırada: 1.İtalya – 1971 ödül, 2. İspanya -1393 ödül, 3. Yunanistan – 1264 ödül ve 4. sırada Türkiye’nin 685 ödülü bulunuyor.
Öte yandan zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerinin aşılattırılması hakkında kanuna , kısacası Zeytin Kanunu’na göre, tek bir zeytin ağacı kesilemez, zeytinlikler yok edilemez. Ama yine asırlık zeytin ağaçları acımasızca kepçelerle kökünden yıkılıyor, zeytinlikler göçük altında kalıp yok oluyor ve devlet bununla başedemiyor.
Anneannem, Kuzey Ege bölgesi olarak tanımlanan Şarköy – Burhaniye doğumludur, belki de o sebeple de zeytin ağaçlarına farklı bakış açım var. Tam bilemiyorum. Burhaniye ve civarında son 20 senede gördüklerimin, yaşadıklarımın da kesinlikle bu bakış açımdaki değişikliğe neden olmuştur. Özellikle pandemi ile birikte Kuzey Ege bölgemizde betonlaşma nedeniyle binlerce asırlık zeytin ağaçları hepimizin gözleri önünde müteahitlerce telef ediliyor. Zeytinliklerin telef edilmesinden yorgun köylü “kimi kime şikayet edeceğiz ki” diyor ve ipin ucunu bırakmış vaziyette.
Çünkü, büyük dededen kalma zeytinlikler, günümüzde ağaç başına rayiç bedelleri artıkça torunlar zeytin üreticiliğine devam etmeme kararı alınıp, elden çıkartılarak yüksek paralar karşılığında satıyor.
Diğer dikkatimi çeken önem verdiğim acı bir durum ise şu; Kuzey Ege bölgesi ilçe belediyelerin bütçelerinde zeytinliklerin imara açılması ile asırlık zeytin ağaçlarının telef edilmeden,üzt dalları budanarak boş arazilere taşınması / kök tutana kadar sulanması masraf kalemi yer almıyor. Hal böyle olunca zeytin ağaçları müteahhit kepçe operatörü tarafından acımasızca devrilip toprak altında bırakılıyor. Bu acımasız uygulamanın gelecekte ki olumsuz etkileri bilinmesine iyi biliniyor da! aklıma şu soru geliyor ‘Zeytinlikler hukukun ne yanına düşüyor’
Fotoğraflar – Rıdvan Kemal ERTUĞ tarafından Kuzey Ege bölgesinde çekilmiştir.