Şeyh Said, 46 isyancıyla birlikte 98 yıl önce 29 Haziran 1925’te idam edildi. Her yıl, bu tarih gelince, Şeyh Said açıklamaları birbiri takip eder.
Kim bu Şeyh Said?
Bir isyancı. Devlete isyan ettiği için Şark İstiklâl Mahkemesi’nde idam cezası aldı ve ertesi günü asıldı.
Bir başka isyancı Seyit Rıza. Dersim İsyanı’nda başı çekiyordu. O da 15 Kasım 1937’de idam edildi.
İkisinin de heykeli Ak Parti iktidarı zamanında dikildi.
Her iki isyancının heykellerinin dikilmesini, her yere isimlerinin verilmesini isteyenler HDP/PKK ve uzantıları…
Heykeller dikilmekle kalmadı Tunceli’de de Diyarbakır’da da daha başka yörelerde de caddelere, sokaklara ve meydanlara adları verildi.
Vatan Partisi hem Şeyh Said’in hem Seyit Rıza’nın heykellerinin, cadde ve meydanlara verilen adlarının kaldırılması için müracaat etmiş.
Kaldırmadılar tabiî…
Ak Parti damarında, Mustafa Kemal Atatürk’e karşı bir tavır var. Arada nükseder.
Heykel niye dikilir? Kahramandır dikilir, sevildiği için dikilir, vatana hizmet ettiği için dikilir, sanat eseri görüldüğü için dikilir…
(M. Kemal’in İslâm açısından dikkate değer bir heykel değerlendirmesi var. Onu sonra vereceğim.)
Şeyh Said’de, Seyit Rıza’da hangi özellikler var da heykelleri dikildi?
Heykellerinin dikilmesinin tek sebebi vatana ihanetleridir.
İkisinin heykelinin dikilmesinde ısrarcı olan HDP’dir. Koruyucuları da Ak Partililer. Türkiye Cumhuriyeti’ni dağıtmada birleştikleri akla gelmeyeceğini söyleyebilir miyiz?!
Şeyh Said’i idamının 98. yılında Mustafa Kemal’in Millî Mücadele’yi yürüttüğü Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı çaltında anan partiler oldu.
HDP, şu anda parti olarak TBMM’de değil. Milletvekilleri Yeşil Sol Parti’den TBMM’ girdiler.
HDP bildirisinde “İstiklal Mahkemesi tarafından 29 Haziran 1925’te Diyarbakır Dağkapı Meydanı’nda idam edilen Şêx Said ve 47 mücadele arkadaşını saygı ve minnetle anıyoruz. 98 yıl önce hedef alınan, Kürt halkının hak ve özgürlük talebiydi. Şark Islahat Planı, AKP-MHP’nin Kürt halkına karşı inkar ve asimilasyon politikalarıyla sürüyor.” diyor.
Saadet Partisi’nin Genel İdare Kurulu üyesi Muhammed Sabır Fırat coştukça coşmuş:
“Selam olsun izzet dolu Muhammedî kıyamına! Selam olsun, zulmün saraylarını inleten Hüseynî feryadına! Selam olsun muvahhidlerin yolunu aydınlatan kutlu mirasına! Unutmadık seni ey şehid, asla unutmayacağız! Bayrağın ellerimizde, hep dalgalandıracağız! Uzaktır bizden zillet, yolundan hiçbir zaman ayrılmayacağız…”
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu düşünen, istikrarlı bir siyasîmiz. Genel İdare Kurulu üyesi partilisinin bu absürt coşkun sözlerine ne der?
Ak Parti listeleriyle TBMM’ye giren Hizbullah örgütü uzantısı Hüda Par’ın gençlik örgütlenmesi Hür Gençlik de ileride Türkiye Cumhuriyeti’ne kıyam edileceğinin işaretini veriyor:
“İmam, şeriattan saparsa kıyam vaciptir’ diyerek laik, Kemalist sistemin İslâm’a ve İslami değerlere savaş açması üzerine kıyam eden ve bu uğurda şehadet makamına ulaşan Şeyhimiz Şeyh Said Efendi ve yarenlerini kıyamlarının sene-i devriyesinde rahmet, minnet ve iftiharla anıyoruz.”
Hüda Par Genel Başkan Yardımcısı Dr. Halef Yılmaz coşkuda Saadet Partisi GİK üyesinden geri kalmıyor:
“Görüyorum ki Şeyh Said’e ihanet eden akrabası Kasım’dan sonra da Şeyhin davasına ve mücadele ettiği değerlere ihanet ve hainlik eden yeni Kasımlar türemiş. Din düşmanlarının ajan ve uşaklığında yarışıyorlar. Şeyh Said bugün yaşasa sapıklığı destekleyen, imana ve dine savaş açan ve Kürtleri Kemalistlere ve batıya köle yapmaya çalışan hainlerle mücadele ederdi. CHP’nin kayığına binerek İslam’a ihanet içinde olan hainleri, Allah bu dünyada da ahirette rezil ve rüsva eylesin.”
(Hüda Par Genel Başkan Yardımcısı’nın Şeyh Said’in akrabası dediği Kasım, Şeyh Said’i derdest eden bacanağı Binbaşı Kasım Ataç. “Muhbir” görülen Kasım Ataç, üzerinde durulması gereken bir isim. Hatıraları yayınlanmıştır. “Kürt” zümre tahlilleri dikkate değer.)
Şeyh Said’in isyanının içeride ve dışarıda çok ağır sonucu olmuştur. Takrir-i Sükûn Kanunu bu isyandan sonra çıkmış, yeni açılan bir parti kapatılmıştır. İç politik gelişmeler zaman içinde mecrasına döndü ama Musul isyan yüzünden sınırlarımıza dâhil edilemedi, dış politikada sert rüzgârlar esti.
Şeyh Said İsyanı’na dair daha söyleyeceklerimiz var.