Merhaba değerli okurlarım,
12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü.
Bu özel güne ilişkin, geleceğimiz olan çocuklarımıza yönelik temel sorunun başlangıcında kaliteli eğitim ilk sırada yer alması kaçınılmazdır.
Eğitimin temeli Ailede başlar.
Klinik psikolog Melis AVCI konuya ilişkin önemli açıklamalarını sizlerle paylaşıyorum.
Çocuk işçiliği, çocukların yaşamlarından alıkoyulmasına neden olan, çocukların potansiyellerini eksilten, fiziksel ,zihinsel ve duygusal gelişimleri açısından zararlı işler yapması olarak tanımlanmaktadır.
Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) 138 Sayılı Sözleşme ile çalışma yaş sınırını 15 yaş olarak benimsemiştir; böylelikle, 15 yaşın altında çalışanları çocuk işçi olarak tanımlamıştır. Çocuk işçiliğine sebep olan faktörlerin hepsi birbiri ile yakından ilişkilidir. Bu faktörlerin en başında yoksulluk ve işsizlik gelmektedir.
Ebeveynlerin işsizliği ve yetersiz hane halkı geliri, çocukların çalışmalarına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra, gelir kaynakları sınırlı olan aileler, çocuklarını okula gönderememektedir ve eğitimsizlik çocuk işçiliğine neden olmaktadır.
Özellikle okul masraflarının karşılanmasında ailelerin yetersiz kalması veya çocuk işten ayrılırsa ailenin uğrayacağı gelir kaybı korkusu çocuğun okuldan ayrılmasına neden olacaktır.
Yapılan araştırmalara göre, çalışan çocuklar çoğu zaman okula devam edememektedir, hem çalışıp hem okula giden çocuklar ise okulda yeteri kadar başarı gösterememektedir ve bu nedenle zorunlu eğitimlerini yarıda bırakmaktadır.
Göç de çocuk işçiliğinde önemli bir faktördür. Kırsal alanlardan kentsel alanlara göç eden aile fertlerinin büyük şehirlerde işsizlik sorunu yaşamaları, hane halkı gelirinin azalması veya geçinememesi ve bu ailelerin yetersiz eğitim düzeyleri, toplumdaki ekonomik ve sosyal dengesizliğin büyümesi ve çocukların da para kazanmaya zorlanmasına sebep olmaktadır.
Yoğun göçler nedeni ile büyük illere hazırlıksız biçimde göç eden ailelerin çocukları, aile bütçesine katkıda bulunabilmek amacı ile kendilerini korunmasız bir şekilde sokaklarda çalışırken bulmuşlardır.
İş Kanunu kapsamında olan işyerlerinin denetiminin çocuk işçiliği konusunda yapılması, denetim yapan kurum ve kişilerin konuya duyarlılığı ile farkındalık düzeylerinin arttırılması çok önemlidir.
Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaları için küçük çocukların 16 yaşını doldurmuş olmaları gereklidir.
Okula devam eden çocukların iş süreleri eğitim saatleri dışında, günde en fazla 2 saat ve haftada 10 saat olabilmektedir.
Çocuk ve genç işçiler kendilerine uygun bir işe başladıysa bile mutlaka korunmalıdırlar.
Çocuk ve genç işçilerin anne babalarının farkındalık kazanması ve eğitilmesi de çok önemlidir. Çocuk işçiliği konusunda toplumsal duyarlılık geliştirmek çok faydalı olacaktır.