Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, pasaportuna el konulmasına ilişkin yöneltilen “Ne oldu da milli kahraman muamelesi görürken, şüpheli sayıldınız?” sorusuna “Demek ki kahramanlığımız birilerinin işine gelmiyor” yanıtını verdi.
ABD’de İran’a yönelik yaptırımların delinmesi sürecinde rol oynadığı gerekçesiyle yargılanıp 28 ay tutuklu kalan, infazının ardından döndüğü Türkiye’de ise dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile bürokratlar tarafından karşılanan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, dün itibariyle pasaportuna el konulması sonrası açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın “O bizim evladımızdır. Onu sahiplenmeyeceğiz de kimi sahipleneceğiz?” diye seslendiği Atilla, dönüşünden birkaç ay sonra Borsa İstanbul (BIST) Genel Müdürlüğü’ne getirilmiş, 8 Mart 2021’deki istifasına kadar bu görevde bulunmuştu. Son dönemde ise hükümete yönelik eleştirileri öne çıkıyordu.
Sözcü yazarı İsmail Saymaz‘ın gelinen süreçle ilgili yönelttiği sorular ve Mehmet Hakan Atilla’nın bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
– Ne oldu?
Eşim, ben, oğlum Kıbrıs’a gidiyorduk. Onlar geçti, ben geçerken ekranda kararı gördüler.
– Ne dediler?
“Yurtdışına çıkış yasağınız bulunuyor.” Bu kadar.
– Pasaportunuza el mi koydular?
İstediler, yanımda yoktu. Olsaydı alacaklardı. Kıbrıs olduğu için pasaportu götürmemiştik.
– Suçlama ne?
Suçlama yok, dava yok.
– Karar ne zaman verilmiş?
Hiçbir şey söylemiyorlar. Ne karar, ne sebep.
– Siz neden olduğunu düşünüyorsunuz?
Araştırıp bulmayı düşünüyorum. Ne olduğunu bilmiyorum.
– Bir fikriniz var mı?
Hayra alamet olduğunu zannetmiyorum.
– Tahmininiz?
“Acaba” diyorum, yurtdışına çıkmayayım, olur da yurt dışında birileriyle bir şey yaparım diye endişe edip tedirgin olan mı oldu? Yoksa yurt dışına çıkar, gene bir yerde bir şey olur, uğraşmayalım diye işgüzarlık yapan mı oldu? Yoksa sevmeyen, ayağına bastığımız birileri bu çıkmasın, elimizin altında kalsın mı dedi? Herhalde devlet bir açıklama yapar.
– ABD’den döndüğünüzde neredeyse devlet töreniyle karşılanmıştınız.
(Gülüyor) Bilmiyorum, o tören midir, değil midir. Biliyorsunuz, devletin ne zaman seveceği, ne zaman döveceği belli olmuyor. Ama mantık çerçevesinde bir izah olması gerekiyor. İnsanların seyahat özgürlüğünü kısıtlarken, sebep söylemek lazım.
– En son ne zaman yurt dışına çıkmıştınız?
2020 yılında çıktım. Borsa’dan ayrıldıktan sonra da olabilir.
– Borsa’da iptal edilmiş olabilir mi?
Mantık çerçevesinde yapmazlar diye düşünüyorum.
– Sorduğunuzda bir şey öğrenebildiniz mi?
Nüfus Müdürlüğüne dilekçe vereceksiniz. Müdürlükten dönüş olursa, artık hangi ayın çıkmaz çarşambası olur… O prosedürleri biliyorsunuz, bayağı uzar.
– Türkiye’ye geldiğinizde milli kahraman mertebesindeydiniz, öyle değil mi?
(Gülüyor) Demek ki değilmişiz! Öyle bir derdimiz hiç olmadı, kendimizi öyle görmedik ama bu muameleyi hak edecek bir şeyimiz olduğunu düşünmüyorum. En azından devletin bize uzak bir yapısı olduğunu düşünmüyorum. Bize birşey söylemek isterse istediği an ulaşabilir. ‘Çıkma’ demek istiyorsa der.
– Ne oldu da milli kahraman muamelesi görürken, şüpheli sayıldınız?
Demek ki kahramanlığımız birilerinin işine gelmiyor.
– Kaçmanızdan mı endişe ettiler?
Kaçacak olsaydım Kıbrıs’a gitmem. Kaçmamı gerektiren bir şeyim olmadı ki. Öyle bir derdim olsa devlette çalışmayı bırakmam.
– Kırgın ve üzgünsünüz.
Öyleyim tabi. Hakkımda soruşturma olur, dersiniz ki yanlış anlaşılma. Bir şey yok ortada.
– Pasaport iptali için ciddi kuşku olması gerekir.
Varsa da avukatımın bilmesi gerekir. Bakıyor, sistemde yok. İçişleri Bakanlığı’nın aldığı bir karar bu.
Öyle. Ama bir sebebi vardır, talimatı veren vardır. Yanlışlıkla olabileceğini tahmin etmiyorum.
– Ne düşünüyorsunuz?
Üzgünüm! İnsan kendi ülkesinde böyle bir şeyle karşılaşmayı beklemiyor. Hadi yabancı tarafları anlattık, farklı motivasyonları olabilir. Ticaretle uğraşsak olabilir, vergisel problem olabiliyor. Öyle bir şeyimiz yok. Yerimiz belli, yurdumuz belli. Nerede olduğumuzu herkes bilir. Gidip de havalimanlarında eşimizle çocuğumuzla o muameleyi görmemizi gerektirecek bir şey yok.
– Şimdi ne yapacaksınız?
Öğrenmeye çalışacağım sebebini. İzah eden çıkarsa devletten öğreniriz. Yurtdışına çıkamadım diye bir derdim yok. Ülkeyi terk etmek gibi bir derdim de yok.
– Üç yıldır yurtdışına çıkmayı düşünmediniz mi?
(Gülüyor) İnsan iki buçuk sene yurtdışında hapiste kalınca yurt dışına çıkmak istemiyor.
– Yurtdışına gider, iktidar aleyhine bir şeyler söyler diye mi diye kaygılanıyorlar?
Bir şey söyleyecek olsam yurtdışına gitmemize ihtiyaç mı var? Her yerde söyleriz.
– Şimdi neyle meşgulsünüz?
Emekli hayatı yaşıyorum. İş hayatına dönmedim. Zaten bu şekilde nasıl döneceğiz?
– Niye?
Baksanıza, yurt dışına çıkış yasağımız varken nasıl döneceğiz? İşimiz gücümüz olsa çıkıp takip edemeyiz.