Ben eğer devletin bana verdiği iskan ve ifraz belgesine güvenmeyeceksem, o evde nasıl güvenle oturtabilirim. Siyasi bir plan uğruna zamanında kışladan çıkartılmayan asker belki de onbinlerce canımıza mal oldu. O olsaydı, bu olur, şu olsaydı böyle olurdu demek yerine bildiğimiz bir gerçek var. Sen devlet olarak elinde son imkana kadar bölgeye hemen sevkini yapacaksın. Bu işin siyasi boyutu, gelelim ekonomi kısmına.
Kıymetli dostlar zaten büyük bir ekonomi krizinin içindeyken yaşanılan bu afet bizlerin yıllardır ne kadar haklı bir şeyi savunduğumuzu gözler önüne serdi.
Merkez Bankası akçelerini, kıyıda kenardaki paranı, gelen her dövizini sen doları durdurmak için harcarsan işte böyle ters ayakta yakalanırsın. Zaten kaygan olan zemini iyice güvenilmez bir hale getirdi.
İki gün açık kalan İstanbul Borsasında çimento demir hissesi alarak, oradaki enkaz üzerinden kendisine maddi fayda sağlayan kişilerin, deprem bölgesine gidip yağma yapanlardan hiç bir farkı yok. Edep yahu!!! İnsaf yahu. Hiç mi vicdanınız yok sizin . Hiç mi sızlamaz içiniz. Şimdi ne olacak peki. 453 milyar dolar dış borç, 195 milyar doları kısa vadeli, şimdi üzerine afet. Bir de Merkez Bankası eksi rezerv. Şimdi 156 ülkeye haybeden yaptığın yardımlara üzülmüyor musun eyy iktidar. Adını duymadığımız ülkelerde yaptırdığın camilere , burada bir kurdele kesmek için buradan kalkan onlarca özel uçağa, masrafa acımıyor musun. Bizler acıyoruz. Millet olarak artık “yeter” diyoruz. Hem zor günler geçiren bir miller bir de yönetenlerden azar işitiyor, hakaretlere uğruyor.
İktidar için şapkayı öne koyma değil, şapkayı artık başkasına devir etme zamanı geldi de geçti. M1 para arzı sos veriyor. Artan enflasyon, geçen aylardaki baz etkisini boşa düşürdü. Her gün zamlanan fiyatlar gösterdi ki, biz ve bizim gibi insanlar doğru söylüyor. Asla bir enflasyon düzelmesi yok. Fiyatların durması yok. Aşağı yönlü bir hareket yok. Varsa varsa, plansız bir yönetim, yanlış makroekonomik uygulamalar, yanlış para ve maliye politikaları var. Bu da beraberinde ne getiriyor, enflasyon pahalılık, ve satın alma gücündeki azalma. Şimdi siz kalkıyorsunuz Merkez Bankası olarak bağış yapıyorsun, tam 30 milyar lira. Sorum basit hangi parayla. 85 milyon inanın cebinden 352 lira aldın. Para basacaksın, enflasyon olacak, neymiş yardım yaptın. Sen ekonomik verilerle, kendi işinle ilgilen Merkez Bankası, bizler zaten sırt sırta verip bu enkazı kaldıracağız. Türkiye’nin her noktasından insanlar koştu yardıma. Herkes bir taş kaldırma derdindeydi. Ekonomik anlamda da elimiz taşın altında olacak. El birliği ile bu krizi de atlatacağız. Ama bizim endişemiz daha önce toplanan deprem vergilerinin yola, eğitime, kamu masraflarına harcanması. Bu güvensizliği nasıl ortadan kaldıracaksın eyyy iktidar.
Seçim zamanı yaklaştı, artık millet olarak bir seçim yapacağız. Geleceğimizi seçeceğiz, nasıl yönetilmek istediğimizi söyleyeceğiz.
Türkiye’de bir çok ekonomik veri içinde bulunduğumuz parametrelerin ne denli geri gittiğini gösteriyor. 120 liralık tüp şimdi 390 lira ise, kimse bana % 64 enflasyon hikayesini söylemesin. Artık halk yemiyor, artık halk gerçeklerin farkında, artık halk neyin ne bedelle satın aldığını biliyor. Doldurduğu poşetin, bir sonraki hafta aynı rakama dolmayacağını biliyor.
Seçimlerin ertelenmesi söz konusu bile değildir . Eğer Akp bir şekilde , seçimi ertelerse, emin olun Eylül ayında kendileri seçim isteyecek. Çünkü yazın mevsimsel avantajları gittikten sonra eylül ayında kara bir dönem bizi bekliyor olacak ekonomik anlamda. Dost ülkelerden gelenler net hata ve noksanlar aynı hızda gelmeye devam edecek mi. İktidarda kalabilme uğruna dost ülkelerden gelen paraları ne karşılığı almayı kabul ettik.
AKP iktidarı koltukta kalmak için bütün tuşlara basacak. Ama bilmediği bir detay var, bu millet o bilgisayarın fişini bu seçimden prizden çıkartır. Çünkü rahmetli Demirel’in söylediği gibi, “boş tencerenin düşünemeyeceği iktidar yoktur”
Şimdi dillerinde bir söz, “bir senede bu şehri eski haline getireceğiz.”
Şimdi düşünün apartman yöneticiniz var 20 yıldır. Asansör bozuk, arızalı diye para topladı. Fakat asansörü yaptırmak yerine paraları binanın peysajına harcadı. Bir gün halat koptu ve dört kişi öldü. Yönetici asansörü tekrar yaptırmak için bir yıl müsade istiyor.
Ne dersin Türkiye’m…