Baş örtüsü ile ilgili “Türban Yasası”
İçin Kasım 2022’nin başında Adalet Bakanı başkanlığındaki AKP Heyetinin HDP’yi ziyareti ile AKP+HDP birlikteliği taçlandırılmış, akp HDP’yi bağrına basmıştır.
*
Hdp’nin kapatılmasını isteyen, milliyetçi geçinerek iktidara koltuk değneği olan partinin liderinin bu ziyarete olumlu bakması size de çok ilginç gelmiyor mu?
İşte bunların ışığında yaşananları mercek altına almak istiyorum.
*
Akp’nin HDP’ yi ziyaretinden kısa bir süre sonra HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın özel bir jet ile hasta olan babasını ziyaret etmesine müsade edildi.
Neymiş efendim;
“Bu ziyarete adalet bakanlığı müsade etmiş.”
Hadi oradan.
Hadi oradan.
Vatandaşı kimse salak yerine koymasın.
Amaçlanan aşikardır.
Tek adamın müsaadesi olmadan bu ziyarete izin çıkması asla mümkün o-la-maz.
*
Evet Adalet Bakanı’nın ziyareti ardından Demirtaş sürpriz bir şekilde babasını ziyaret için önce EDİRNE cezaevinden özel bir helikopterle Çorlu Havaalanı’na, oradan da özel bir jet tahsis edilerek Diyarbakır’a getirildi.
Dönüşü de aynı şekilde oldu.
Ülke tarihinde görülmemiş bir durum.
Bırakınız hasta ziyaretini tutuklu veya hükümlü olup da ölen yakınının cenazesine izin verilen doğru dürüst vaki değildir.
*
Hasta ziyareti için Demirtaş’a uçak ve helikopter tahsis edilmesinin de bir sebebi elbette var.
Şimdiye kadar Demirtaş İçin her defasında ;
“Vatan hainidir ve ihanet içindedir.Elinde 53 kişinin kanı vardır.Fırsat bulsa ağabeyi gibi dağ kaçar .”
diyen iktidarın en ağır topu değil miydi?
Bu ağır top bir süre evvel Diyarbakır’daki konuşmasında ;
“Demirtaş Kürt bile değil.İnanmayın ona.” demiyor muydu?
*
Peki ne oldu da Demirtaş’a helikopter ve uçak tahsis edilerek hasta babasının ziyaretine gönderildi?
Ne mi oldu;
Hdp’lilere şirin gözüküp Kürtlerden oy almak suretiyle iktidarını koruyabilmek için Demirtaş’ın ziyareti bahane yapılmıştır.Haziran 2023 seçimi kaybedildiği taktirde 20 yıl içerisinde yasa dışı yapılan her şeyin yasalar önünde bir bedeli olduğunu gayet de iyi biliyorlar.
Bu hususun altını önemle çizmek isterim.
*
Şimdi tekrar bombalı saldırıya dönelim.
Eylemin ertesi günü bombalı saldırıyı PKK/PYD’nin yaptığı şeklinde yetkililerden açıklama gelse de saldırı arkasında bir çok şüphe var.
*
Taksim İstiklal Caddesi’ndeki haince yapılan bombalı saldırının perde arkasında kim ya da kimler var?
Amaçladıkları neydi?
Bu saldırı kimlere fayda sağlar?
Bu sorulara cevap bulmak gerekiyor.
*
Bu saldırının, yazımın başında izah ettiğim üzere, akp yetkililerinin HDP’yi ziyareti ve Demirtaş’a hasta babasını ziyaret için üst düzey birisi edası verilerek büyük imkanlar eşliğinde Edirne’deki cezaevinden Diyarbakır’a getirilmesi neticesinde; “yeni bir PKK açılımı” konuşmalarının yapıldığı günlere denk gelmesi sizce ne derecede tesadüf olabilir?
*
Seçimlere kısa süre kala böylesi saldırıların artacağı endişesini taşıdığımı da dile getirmek isterim.
İnşallah bir daha yaşamayız.
*
Olayın hemen ardından jet hızı ile yayın yasağı getirilmesi ve internete getirilen kısıtlama ,bilgi kirliliğine ve toplumda infial yaratılmasına engel olmak İçin yapılsa da asıl sebebin;
“ iktidarın istemediği yayınların engellenmesi” için olduğu kanaatindeyim.
*
Şimdiye kadar iktidarın, kendilerini zora sokacak bir çok hadisede vatandaşın gerçekleri öğrenmesini engellemek için bir çok kez yayın yasakları getirmiş olması beni böylesi bir düşünceye sevk etti.
*
İstiklal caddesindeki bombalı saldırı 07 Haziran 2015 seçimleri sonrasında Türkiye’de yaşanan terör eylemlerini hatırlattı.
*
07 Haziran 2015 seçimlerinde tek başına hükümeti kuramayan AKP, 01 Kasım 2015’te yapılan yeni seçimde aldığı yüzde 49,5’lik oy ile 317 milletvekilini parlamentoya göndererek yeniden “tek başına iktidar” olacak çoğunluğa ulaşmış ve 07 Haziran- 01 Kasım arasında yaşanan terör olayları bıçakla keser gibi kesilmişti.
*
Tek adam rejimine istediğini yaptırabilen güçler seçimler yaklaşırken siyasi irade için işlerin hiç de iyi gitmediğini görüyorlar.
Haziran 2023 seçimleri neticesinde akp dışındaki partilerin iktidara gelmeleri halinde Türkiye’nin parlementer sisteme yeniden döneceğini de gayet iyi biliyorlar.
Bu güçler “Parlementer sistemde” tek adama etki ettikleri kadar Türkiye’ye etki edemeyeceklerini değerlendirdikleri için “emperyalist güçlerin istihbarat elemanlarının marifetiyle” bombalı saldırının gerçekleştirildiğini değerlendirmekteyim.
*
Sonuç olarak ;
Özellikle tek adam ucube rejimi olan otoriter rejimin ne kadar kötü olduğunu, ülkemizde büyük sorunlar doğurduğunu halkımız büyük sıkıntılar çekerek görmektedir.
Türkiye’deki bugünkü şartlar asla 01 Kasım 2015 seçimleri öncesindeki gibi değildir.
Haziran 2023 seçimleri öncesinde, akp giderse ülkede istikrar bozulur algısını vatandaş üzerinde yaratmak amacıyla ne kadar bomba patlatılırsa patlatılsın, muhalefet ciddi bir hata yapmazsa iktidardaki korkunun artık ecele faydası olmayacaktır.
Ömer ERBIYIK