FETÖ firarisi Hakan Şükür’ü TV5’ten Mehmet Ali Kayacı’nın programına konuk olması tepkilere neden oldu. Kayacı’nın işte kovulduğu öğrenilirken RTÜK ise TV5 hakkında inceleme başlattı.
PROGRAM SUNUCUSU KOVULDU
Öte yandan iktidara yakınlığıyla bilinen kanallar ve haber siteleri, firari Hakan Şükür’ü yayına çıkardığı için TV5’i, Saadet Partisi’ni ve Mehmet Ali Kayacı’ya tepki gösteren içerikler yayınladı. Yapılan haberlerde Hakan Şükür’e ‘methiyeler dizildiği’ belirtildi. Yeniçağ’ın haberine göre, program sunucusu Mehmet Ali Kayacı işten kovuldu.
RTÜK İNCELEME BAŞLATTI
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) TV5 kanalına eski AK Parti milletvekili Hakan Şükür’ü yayına çıkardığı gerekçesiyle inceleme başlattığını duyurdu. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Twitter hesabından incelemeyi şu ifadelerle duyurdu:
“Ülkemizin bekasını hedef almış, sinsi bir terör örgütünün alenen destekçisi olan şahsın yayına çıkarılmasına, mensubu olduğu terör örgütünün propagandasını yapmasına müsaade etmeyiz. TV 5 hakkında Üst Kurulumuz gerekli incelemeyi başlatmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
HAKAN ŞÜKÜR’E GİDEN TEKLİFİ CUMHURBAŞKANI BİLİYOR MU?
‘Düşünme Vakti’ adlı programda Mehmet Ali Kayacı, Şükür’e, “‘Pişmanım dersem bana bütün her şeyimi geri vereceklerini söylüyorlar’ diyorsunuz. Size bu teklifi kim yapıyor?” diye sordu. Bunun üzerine Şükür, dikkat çeken açıklamalarda bulunarak şunları söyledi:
“En çok iktidar ve iktidara yakın benim de tanıdığım arkadaşlarım. Bu isimleri verirsem oradaki arkadaşların yaşam alanlarını kısıtlamış olurum. Spor dünyasından, siyasi dünyadan hatta ülkenin cumhurbaşkanı yanlarındayken… Ben açık ve net konuşacağım, bir arkadaşınız sizi arıyor, ülkenin cumhurbaşkanının kardeşiyle birlikte arıyor. Onlardan kurtul, gel, her şeyini geri versin. İki kelime söyle yeter, özel uçak gönderelim. Şimdi siz bundan ne anlarsınız? Ben suçluyum, ortada bir suç var, birisi bu suçu affedebiliyor. Benim alın terimle kazandığım, ülkeme yatırdığım, Man Adası’na değil, ülkeme yatırdığım imkanlarımı bana geri verecek… Ben böyle bir şeyi kabul etmem. İsmim sembol olarak, korkutma aracı olarak kullanılıyor. Ben ne yaptım, benim suçum ne?”