Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, atıl kapasiteyi kullanmak ve sektördeki konut ihtiyacını çözmek için Erişilebilir Konut Modeli’ni kurguladıklarını belirterek, model sayesinde arsaların ekonomiye kazandırılacağını ve erişilebilir konut probleminin çözülebileceğini söyledi. Kalyoncu, bu modelde “kurumsal, güvenilir ve sürdürülebilir kiralık konut” üretileceğini kaydetti.
“ATIL KAPASİTEMİZİ ERİŞİLEBİLİR KONUTTA KULLANALIM’ DİYORUZ”
GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Kalyoncu, Ankara’da Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesinin temellerinin atıldığını hatırlatarak, “Her şeyi devletten beklemememiz lazım’ diyoruz. Biz özel sektör olarak bu hamlenin neresinde olabiliriz? Burada öncelikle toplumsal ihtiyaçları ve ülke menfaatlerimizi gözeterek bu konuya yaklaşıyoruz.” diye konuştu.
Sektörün geçmiş yıllara göre daha durağan olduğu bir dönem geçirdiklerini ve kullanmadıkları atıl bir kapasitelerinin bulunduğunu dile getiren Kalyoncu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu kapasiteyi ülkemizde en çok ihtiyaç duyulan erişilebilir konutta kullanalım’ bakış açısıyla GYODER Erişilebilir Konut Modeli’ni kurguladık. Bu modelde sadece devletin yükü omuzladığı değil özel sektörün, finansal kuruluşların ve hatta sermaye piyasalarının da kaynak noktasında elini taşın altına koyduğu bir model. Bu şekilde bir birlik ve beraberlik yakalanırsa böylesine önemli bir soruna çözüm bulabiliriz.”
“KURUMSAL, GÜVENİLİR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KİRALIK KONUT ÜRETİLECEK”
Mehmet Kalyoncu, şu anda Türkiye’de konut üretiminde en büyük problemin arsa maliyeti olduğunu kaydederek, şunlara dikkati çekti:
“Yüzde 50 olan bir arsa payı var ortalama. Bu yüzde 50’lerde olduğu sürece erişilebilirliği konuşamayız. Kontrolün olmadığı yerde kaos oluyor. Yüzde 50’den daha düşük oranlarda geliştirme sürecine giren arsalar üretilsin. Bu arsalar ancak ve ancak son kullanıcı olan kiracının faydalanacağı bir tasarrufla değerlendirilsin. Bir kira üst limiti olsun. Çünkü hiçbir firmaya tanınmayan ayrıcalık tanınacak, arsa maliyeti hiç olmadığı kadar uygun şartlarla geliştirme sürecine girecek. Bundan birinci faydalanan kiracı olmalı.”
Kalyoncu, bu modelde “kurumsal, güvenilir ve sürdürülebilir kiralık konut” üretileceğini kaydederek, “Öyle kafasına göre zam veya kontrat süresinin bitmesi gibi durumlar olmayacak. Bunun Almanya’da, VAE’de çok güzel örnekleri var. Burada tek engelimiz arsa maliyeti. Çözersek sektör bunu yapmaya hazır.” diye konuştu.
“ERİŞİLEBİLİR KONUT PROBLEMİNİ ÇÖZMÜŞ OLACAĞIZ”
GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Kalyoncu, söz konusu modelde konutun satılmayacağını ve kiraya verileceğini belirterek, başarılı gayrimenkul şirketleri için yeni bir model ortaya koyduklarını söyledi.
Bu modelde firmaların sağlıklı ve uzun vadeli plan yapabileceğinden bahseden Kalyoncu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu modelde ele alınacak arsaların maliyeti sıfıra yakın olursa bu yatırımlar 15 yılda geri dönüyor. Bu vadelerde bir fonlama imkanı oluşturulursa, devletin kontrol ettiği bir mekanizmada, kiracının en çok menfaatine hizmet edecek ve erişilebilir kira rakamıyla konutlar üretilebilir. İhaleye girip kazanıyorsunuz, inşa ediyorsunuz, işletiyorsunuz, kiraya veriyorsunuz, gözünüz gibi bakıyorsunuz.
Maliyetler size yansıyacağı için nitelikli üretimin olacağı bir model. 15 veya 18 yılın (ihalede şartlar nasıl belirlendiyse) sonunda sağlam ve temiz bir şekilde devlete konutları teslim ediyorsunuz. Devlet arsalarını ekonomiye kazandırmış oluyor, sektördeki atıl kapasiteyi kullanmış oluyoruz, şu anda ihtiyaç olan erişilebilir konut problemini çözmüş oluyoruz ve aslında devletin de bu süreler bittiğinde elinde yönetebileceği bir konut stoku oluşuyor.”
“TOPLUMSAL REFAHI ARTIRACAK BİR ADIM”
Erişilebilir konutta geliştirdikleri yeni modeli anlatan GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Hane halkının konut ihtiyacı yüzde 30’a düşerse ne olur diye düşündük. Çocuğuna harcar, tatiline harcayabilir. Bu bizim motivasyonumuz. Öncelik toplum ve sosyal fayda sağlamak. Burada 4T var ama diğer T ise Ticaret. Ticari dinamiklere göre dinamiğimizi oluşturduk. Kamu ve özel sektörün güçlerini bir araya getiriyoruz. En büyük arsa sahibi devlet. Kontrolün olmadığı yerde kaos oluyor. Emlak sitelerinde hesap açıp, ilan vermenin hiçbir kontrolü yok” dedi.
“15 YILDA KENDİNİ GERİ ÖDEYEN BİR YATIRIM BEDELİ”
Kontrol edilebilir bir iklim oluşturmayı hedeflediklerini söyleyen Kalyoncu, “Görevli şirket kendi işleteceği için yapım ve tasarım aşamasında en nitelikli, bakımı en kolay, en az enerji tüketen, en çevreci yapıları otomatik olarak yapmak zorunda kalıyor. Çünkü model onu teşvik ediyor. Tabi ki bir rekabet olmasını öngörüyoruz, devletin arsaları sisteme getirmesiyle yüzde 30’dan yola çıkarak 15 yılda kendini geri ödeyen bir yatırım bedeli var. Burada son kullanıcıya görevli şirket kiralıyor. Kiracı burada devletin regüle ettiği fiyatlarla kirasını ödüyor. Daha kontrol edilebilir bir iklim oluşturmayı hedefliyoruz. Arsa mülkiyeti devlette kalıyor dolayısıyla çok devletçi bir politika. Finansman boyutunda kamu-özel iş birliği modelinden de aşına olduğumuz kredi veren kamu ve görevli şirket ilişkisi var. Burada bankayla bir proje finansman anlaşması olacak. Son kullanıcı kirasını görevli şirkete ödüyor devlet kirasını özel sektöre bırakmış oluyor. Kimin buradan faydalanacağına ilişkin devlet uygunluk kriteri belirleyebilir. Bu imkanın en çok ihtiyaç duyana gittiğinden emin olmamız gerekiyor. Modelde bir sigortalama mekanizması da çalıştık. Biz sadece kenarda durup bu iş neden çözülmüyor, çözülmesi lazım demeden bir alternatif sunmayı tercih ettik” diye konuştu.
Kaynak: Haber Türk