Baltık Denizi’nin en büyük feribotu olarak bilinen MS Estonia, daha önce defalarca yaptığı gibi yine sıradan bir sefer için hazırlanıyordu. Akşam saatlerinde Estonya’nın başkenti Tallinn’den ayrılan geminin yolcuları kendilerini modern denizcilik tarihinin en büyük kazalarından birinin içinde bulacaklarından habersizdi. Estonia feribotu, Baltık Denizi’nin serin sularına gömüldüğünde ise geride yıllarca tartışılacak 3 gizem bırakacaktı.
Almanya’nın Hollanda sınırına yakın bir noktasında bulunan ve Avrupa’nın en köklü gemi inşa tesislerinden biri olan Meyer Werft Tersanesi’nde büyük bir heyecan vardı. Bu zamana kadar farklı tiplerde yüzlerce gemi inşa eden tersane çalışanları, yolcu ve yük taşımacılığına trafiğine hizmet edecek olan ‘MS Viking Sally’ feribotunu bitirmiş olmanın gururunu yaşıyordu.
Norveç ve Almanya arasındaki deniz trafiğine hizmet etmek için 1980 yılında göreve başlayan ‘MS Viking Sally’ yıllar içinde birçok defa isim değiştirdi ve farklı şirketlerde hizmet vermeye devam etti. Takvimler 1992 yılını gösterdiğinde Estonya hükümetinin de ortaklarından biri olduğu İsveç – Estonya ortak şirketi EstLine feribotu kendi filosuna katmak için çalışmalara başladı. Bu yöndeki çabalar 1993 yılında sonuçlandı ve feribot ‘MS Estonia’ ismiyle yeni rotasında seferlere başladı. Baltık Denizi’nde hizmet veren feribot, artık çalıştığı bölgenin en büyük gemilerinden biriydi.
SESLERİ TELSİZLERDEN YANKILANDI
27 Eylül 1994 günü Estonia feribotunda çalışan personeller için diğer günlerden farksızdı. Estonya’nın başkenti Tallinn’de bulunan feribot, yapılan hazırlıkların ardından akşam saatlerinde yolcularını aldıktan sonra İsveç’in başkenti Stockholm’e hareket edecekti. Bir sonraki gün sabah saatlerinde İsveç’e ulaşması beklenen gemide 989 yolcu ve mürettebat bulunuyordu.
Stockholm seferine yaklaşık 15 dakika gecikmeli başlayan Estonia feribotu, yük dağılımındaki dengesizlik ve bazı teknik sebeplerden dolayı hafifçe sancak tarafına yatık şekilde limandan ayrıldı. Estonia feribotunun denize açıldığı gece, Baltık Denizi’nde hava koşulları sertti ve fırtına sebebiyle dalga boyu da yüksekti. Saat gece yarısını geçtikten kısa süre sonra Estonia feribotundan bölgede bulunan diğer gemilere tehlike sinyali gönderilmeye başlandı. Feribottan yapılan acil yardım çağrıları, bölgedeki diğer gemilerin ve kıyı güvenlik birimlerinin telsizlerinde yankılanmaya başladı. Yaklaşık 50 tonluk baş vizör kilidinin şiddetli dalga etkisiyle kırılması sonucunda baş vizör geminin diğer kısmından koptu ve feribotun araç güvertesi hızla suyla dolmaya başladı. MS Estonia hızla su alıyordu ve yan yatıyordu.
28 Eylül 1994’te tamamıyla Baltık Denizi’nin soğuk sularına gömülen Estonia feribotu, çoğu İsveç vatandaşı 852 kişiye mezar oldu. İlk yardım çağrısından kısa süre sonra arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış olsa da hava şartlarının yarattığı zorluklar sebebiyle sadece 137 kişi kurtarılabildi.
AVRUPA’NIN EN BÜYÜK DENİZ KAZALARINDAN BİRİ
Estonia felaketi, Avrupa sularında yaşanan en büyük deniz kazalarından birisi oldu. Kazanın ardından kurulan soruşturma ekibi geminin batma sebebini baş vizör kısmının kopması sonucunda araç güvertesine su dolması olarak açıkladı. Ancak bu bir grup araştırmacıya göre kafalarda soru işareti bırakan bir sebepti.
Estonia kazası denizcilik alanında köklü ve önemli değişikliklerin yaşanmasına da sebep oldu. Olası kazalarda can kaybını en aza indirmeyi hedefleyen çalışmalar yapıldı. Ro-Ro yolcu gemilerinde bazı dizayn ve yönetim düzenlemeleri revize edildi. Gemilerde sefer kayıt cihazları kullanılması zorunlu hale getirildi ve personel eğitimleri ise sıklaştırıldı.
TARTIŞMALAR HİÇ BİTMEDİ
Finlandiya’ya ait Uto Adası yakınlarındaki uluslararası sularda 80 metre derinlikte bulunan Estonia’nın enkazı, kazanın yaşandığı günden bu yana zaman zaman gündeme gelmeye devam ediyor. Kazada hayatını kaybeden kişilerin yakınları, yaşanan olayla ilgili gerçeklerin gizlediğini savunuyor. Kazadan kurtulmayı başaran kişiler de kazadan önce gemide büyük bir patlama olduğunu hatırladıklarını söylüyor. Batığın bulunduğu bölgeye yapılacak dalışlar uzun bir kontrol sürecinin ardından sınırlı şekilde yapılabiliyor.
Yakın zamanda MS Estonia kazasını konu alan ve batık bölgesine ilişkin yeni görüntülerin bulunduğu bir belgesel, kazayı tekrar gündeme taşıdı ve olaya ilişkin bazı teorileri tekrar gündeme getirdi. Görüntülerde geminin sancak tarafında yıllar önce yapılan dalışlarda nedense bir türlü bulunamayan 4 metrelik delik oldukça net şekilde görülebiliyor. Birçok kişi bu yarığın bir denizaltı darbesi veya bir torpido sonucunda olduğunu ve kazanın bu yarık sebebiyle gerçekleştiğini düşünüyor.
Kazanın ardından kısa süre batık alanının dalışa yasaklanması ve ardından Estonya, Finlandiya, İsveç arasında imzalanan ve “soygunlarla yağmaları önleme amaçlı” olduğu belirtilen “mezar dokunulmazlığı” sözleşmesi MS Estonia kazasına ilişkin şüphelerin hâlâ giderilememesinin en büyük sebebi.
Kaynak. // Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr –