Burhaniye’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı kutlanırken, yörenin kahramanlarından “Borazan Çavuş” unutulmuyor –
Balıkesir ilimizin on yedi ilçesinden biri olan Burhaniye’nin Milli Mücadelede ayrı ve özel bir yeri vardır. İşgale karşı oluşturulan Kuva – yı Milliyenin ilk kurulduğu merkezlerinden birisidir ve ilk kurşun atma şerefini de Burhaniye taşımaktadır. Burhaniye ilçemiz 29 Haziran 1920 de Yunan işgaline uğramış ve 8 Eylül 1922 de işgalden kurtulmuştur. Burhaniye yerli halkının hikayesini yakından bildiği Ulusal Kurtuluş şavaşı kahramanlarımızdan 1893 Pelitköy doğumlu İsmail adında “Borazan Çavuş” olarak anılan bir kahramanı vardır. Burhaniye’nin 8 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtuluşunun önemli kahramanlarındandır.
“Borazan Çavuşun” ilginç bir hikayesi de vardır, kısaca değinmek isterim ; Birinci Dünya Savaşı öncesinde, çöllerde, sonra da Çanakkale’de 5 yıl savaşan, iki kez de yaralanan İsmail, Çandarlılı Musa onbaşıdan borazan çalmayı öğrenir. İsmail bir müddet sonra o kadar başarılı olur ki uzaklardan bile çaldığı borazan sesi net duyulur ve kısa zamanda tanınır. Ünlü bir borazan olur, onbaşılığa yükseltilir. İsmail onbaşının özellikle saldırı öncesinde borazan çalışı o denli dikkat çekicidir ki , yavaş yavaş adı unutulur.
Herkes İsmail onbaşıya “Borazan Çavuş” demeye başlar.
“Borazan Çavuş” denince, kurtuluş savaşı mücadele günlerinde Ayvalık, Burhaniye, Havran, Edremit çevresinde tanınır ve ünü bölgeye yayılır. İsmail Onbaşı, Çanakkale’de Conkbayırı savaşları sırasında ayağından yaralanır. Yarası iyi olunca bu kez de Çimentepe savaşına katılır ancak başından ağır şekilde yaralanır. Tedavisi için İstanbul’a hastaneye gönderilir. İyileşince de hastaneden taburcu edilir. Doktorlar üç aylık hava değişimi verirler İsmail onbaşıya yani “Borazan Çavuşa” Burhaniye’ye evine döner.
Yunan ordusunun birlikleri, 1919 yılının 28 Mayıs çarşamba günü Ayvalık’a girer. İsmail onbaşı, Yunan askerleri Ayvalık’ta karaya çıkınca, düşmanla savaşmak için gönüllü olarak Kuva – yı Milliyeye yazılır. Borazan Çavuş’un kendisi gibi gönüllülerden kurulmuş bir müfrezesi vardır. Müfrezesiyle, düşman birliklerinin arkalarına sarkarlar, düşmanın telefon bağlantılarını keserler.
1922 – 7 Eylül perşembe günü, Burhaniye’ deki işgal düşman komutanı, Burhaniyeli Türklerin saat onaltıdan sonra evlerinden çıkmalarını yasaklar. Hangi Türk evinden dışarı çıkarsa vur emri uygulanacaktır. Çünkü o gün, Balıkesir’den çekilmekte olan düşman kolordusu Burhaniye’ye gelecek, Burhaniye’den de Edremit’e geçecektir.Burhaniye’ye gelince Yunan askerlerine, Türklerin saldırmalarından, ateş etmelerinden korktukları için, sokağa çıkma yasağı getirilmişti.
Borazan Çavuş, Hanay Camii’nin minare şerefesinden, düşmanın geleceği yolu gözetlemeye başlar. Sabaha karşıdır. Gün ağarmak üzeredir. Borazan Çavuş, Burhaniye’ye doğru gelmekte olan düşman birliklerinin gürültülerini duyar. Ve düşman askerlerinin Burhaniye’ye iki kilometreye dek yaklaşmalarını bekler. Düşmanın öncüleri, Burhaniye’ye iki kilometre yaklaşınca, Borazan Çavuş minareden üst üste öyle hücum boruları çalar ki, evlerinde uyuyanlar bile boru sesinden irkilerek uyanırlar.
Borazan Çavuş’un Kuva – yı Milliye müfrezesindekiler, boru sesini duyar duymaz ateş etmeye başlarlar. Hücum borusunu, arkasından da ateş seslerini duyan düşman, Burhaniye’de çok büyük Türk kuvveti olduğunu, baskına uğradıklarını sanarlar. Böylece, Burhaniye’ye uğramak yerine dört nala atlarını sürer uzaklaşırlar. Düşman birlikleri alabildiğine kaçarken Edremit’in yolunu tutar. Borazan Çavuş, Burhaniye’yi düşmanın yakıp yıkmasından müfrezesindeki sayıları çok az olduğu bilinen kahraman arkadaşları sayesinde kurtarır.
“Borazan Çavuşa” Kurtuluş Savaşı sırasında öyle büyük yararlıklar gösterir ki, İzmir Kuzey Cephesi komutanı olan Kazım Özalp bir mektup yazarak Borazan Çavuşun başarılarını över ve kendisini bizzat kutlar. Kuvayi milliyeciler, düşman kuvvetlerini on üç ay oyalayarak, saldırıya geçilmesine böyle engel olur. Düşman hem sayıca, hem silahça çok üstündür ancak 33 kilometre uzaklıktaki Burhaniye’ye, 47 kilometre uzaklıktaki Edremit’e sokulamazlar. Kuva – yı Milliye işgal kuvvetlerine karşı Kuzey Ege’de işte böylesi kahramanca bir mücadele verir.
Çanakkale’de hem de Millî Mücadelede büyük kahramanlıklar gösteren bu fedakar Borazan Çavuşa Cumhuriyet sonrasında kaçanlardan kalan ev, bahçe, tarla, zeytinlik teklif edilir. Ama o hepsini reddeder. Sadece İstiklal madalya beratını ve “Borazan” soyadını taşır.
Her yıl 8 Eylülde Burhaniye’nin kurtuluş yıl dönümü törenlerle kutlanır. Borazan Çavuş bu törenlere yaşamı boyunca, sağlığı elverdiği müddetçe milli mücadele sırasında giydiği efe kıyafetiyle katılır ve borazan çalar, fetih arkadaşlarına saygı duruşu yapılır.
Burhaniyeliler, bölgelerinde ilk Kurtuluş Savaşı örgütünü kuran 1919’da Ayvalık’ın Yunan işgaline uğraması ile 172. Piyade Alay Komutanı Ali Çetinkaya’ya büyük saygı duyarlar.
Ali Çetinkaya Burhaniye’ye geldiğinde Borazan Çavuş İsmail ile aralarında şöyle bir konuşma geçer:
Ali Çetinkaya – Zamanında sana çok şey verildi ama almadın. Duyduğuma göre malın, mülkün de yokmuş. Borazan, seni, demiryollarına yol çavuşu yapayım…
Borazan Çavuş: Sağol Ali Bey, biz arkadaşlarımızla her ne yaptıksa, öz yurdumuz için yaptık. Bir karşılık umarak, mal-mülk için düşmana çakmak çakmadık. Bunu herkesten iyi sen bilirsin. Hiç bir şeye ihtiyacım yok. Eksik olma..
Burhaniye’nin 8 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı bu sabah düzenlenen törenlerle kutlandı.
Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen törene Burhaniye Kaymakamı İlyas Memiş, Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, Garnizon Komutanı Mustafa Kıraç tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı.
Çelenk töreni sonrası Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, günün anlam ve önemine yönelik konuşmasında,”Burhaniye’miz Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayı Milliye’nin kararğahı olarak tarihin şanlı sayfalarına adını yazdırmıştır. Kurtuluş için yiğitçe savaşan Burhaniye halkı ve efeleri, Mondros Mütarekesi imzalandığında silahlarını müttefik kuvvetlere teslim etmeyenlerdir. Esaret altında iken ‘padişahın verdiği ferman geçerli değildir’ diye Osmanlı hükümetine telgraf çeken yine Burhaniyelilerdir. Padişahın yolladığı heyeti Nasiha’yı ilçelerine sokmayan Burhaniyeliler ayrıca Osmanlı hükümetinin Burhaniye diye bir kazası yoktur diye telgraf çekilmesine sebep olacak şekilde kuvvacı tavır koymuşlardır” dedi.
Alanı dolduran Burhaniyeliler düzenlenen kutlama törenlerini ilgiyle ve beğeniyle izledi. Program, sivil ve resmi araçlarının geçiş töreni sonrası Kuva-yi Milliye Anıtı ve Burhaniye Belediyesi Kuva-yi Milliye Müzesi ziyaretleriyle son buldu.