Küçükçekmece Belediyesi, geçtiğimiz sezon düzenlediği ‘Bilinmeyen Yönleriyle Basında Nâzım’ ve ‘Son Fasılda Bir Ömür Yahya Kemal Beyatlı’ sergilerini kitaplaştırdı. Alper Çeker’in müthiş koleksiyonundan yararlanılan Yahya Kemal kitabında büyük şairin daha önce hiç görülmemiş fotoğraflar yer alıyor. Nazım Hikmet araştırmacılarının en iyilerinden biri olarak bilinen Güney Özkılınç’ın öncülüğünde hazırlanan Nazım kitabında ise usta şairin fırtınalı yaşamının basındaki yansımalarının izi sürülüyor.
TANER AY
Temmuz akşamı, Feridun Andaç, Vecdi Çıracıoğlu ve ben, Küçükçekmece Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘İki Deniz Arasında Denizi Konuşuyoruz’ etkinliğine katıldık. Yaşar Kemal Sanatevi’ndeki etkinliğin moderatörü şâir ve öykücü Mehmet Erte olunca, söyleşinin lezzetine doyum olmadı. Menekşe Koyu’ndan, Yaşar Kemal’den, balıklardan, kuşlardan, Hasan İzzettin Dinamo’nun kedilerinden, Yusuf Ahıskalı’dan, bir buçuk yaşından beş yaşına kadar Küçükçekmece’de yaşayan Adnan Özer’den, doğma büyüme Küçükçekmeceli olan Alper Çeker’den, Yeşilçam Sineması’ndaki Küçükçekmece’den ve Çanakkaleli Melahat’tan konuştuk da konuştuk…
Küçükçekmece Belediyesi’nin Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç ile o güne kadar tanışmamıştık. Ancak ismini Bursa’daki dostlarım Rahim Asar’dan ve Nevzat Çalıkuşu’ndan işitmiştim. Vecdi Çıracıoğlu’nun da bir ara onun günümüzdeki Nâzım Hikmet araştırmacılarının en iyilerinden olduğunu söylediğini anımsıyorum. Güney, bu yılın başındaki ‘Bilinmeyen Yönleriyle Basında Nâzım’ ve ‘Son Fasılda Bir Ömür Yahya Kemal Beyatlı’ sergilerinin ‘fikir babası’ olmuş. Bu sergilerin geçtiğimiz aylarda çıkan kitaplarıysa, tek kelimeyle, nefis.
SERGİDE ALPER ÇEKER’İN KOLEKSİYONUNDAN YARARLANILMIŞ
Yahya Kemal’in şiirini ne kadar çok sevdiğim biliniyor. Besim Dalgıç ve Mustafa Baldan, askerlik günlerimizde Yahya Kemal’in ‘Rindlerin Ölümü’ şiirini dilimden düşürmediğimi, Hilmi Yavuz’un ‘Doğu Şiirleri’ kitabınıysa devre boşluklarının uzun nöbetlerine parkamın cebimde götürdüğümü anımsayacaklardır. Bu yüzden, etkinlikten dönüşümde, önce ‘Son Fasılda Bir Ömür Yahya Kemal’ kitabını okuyup bitirdim. Serginin yayını olduğundan kitabın asıl önemi ve değeri elbette görsellerinden kaynaklanıyor. Görsellerin büyük kısmını hiç görmediğinizden eminim. Onlar için Alper Çeker’in müthiş koleksiyonundan yararlanılmış. Alper’in yıllardır edebiyat ve kültür tarihimizi belgeleyecek fotoğrafları nerelerde arayıp, nasıl bulduğunu bana anlatmışlardı. Beşir Ayvazoğlu’nun ‘Fetih ve İstanbul’ yazısıysa harika.
‘Bilinmeyen Yönleriyle Basında Nâzım’ı Özkılınç ile Deniz Dalkılınç hazırlamışlar. İçeriğiyle ve grafik tasarımıyla o kadar iyi ki, evimde Nâzım kitaplarının çoğu bulunmasına karşın, görsellerini ilk defa görüyormuş ve metinlerini ilk defa okuyormuş hissine kapıldığımı belirtmeliyim. Bu yüzden Özkılınç’ın 2015 yılında çıkan ‘Nâzım’ın Bursa Yılları’ isimli araştırmasını çok merak ettim. Bulur bulmaz da ilk okuyacağım kitaplardan biri olacak.
İlçe belediyelerinin kültürel etkinlikler düzenlemelerini ve kitaplar yayınlamalarını çok önemsiyorum. Ben Zeytinburnu Belediyesi’nin İstanbul’da bu konuda bir öncü olduğunu düşünenlerdenim. Bunun nedeni de Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un kitapları ve edebiyatı aşkla sevmesidir. Bu sevgisinde partizanlıktan uzak duruyor. Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi’yi tanımıyorum, ama Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç ile arkadaşlarını tanıdıktan sonra, Küçükçekmece’nin de edebiyatımıza ve kültürümüze büyük katkılar yapacağına inandım. Hiç ayrım yapmadan söylüyorum, bazı belediyelerin edebiyatta ve semt tarihçiliğinde bile partizanlık yaptığını hepimiz biliyoruz. Maalesef onlar için ‘partizanlığın olduğu yerden edebiyatın ve kültürün çıkmayacağının farkında değiller’ diyemeyeceğim…
HASAN İZZETTİN DİNAMO ADINA BİR KİTAPLIK KÜÇÜKÇEKMECE’YE YAKIŞIR
’72 yılından beri Menekşe’ye ilk defa geliyordum. Florya’dan sonra başka bir dünya. Menekşe elli yıl içinde sanki kıyıda çok az değişikliğe uğramış gibi. Salaş balıkçı kulübeleri ve salaş gazinolar hâlâ dere ağzında duruyorlar. Ama bugün Yaşar Kemal Sanatevi olarak kullanılan yapı muhtemelen o yıllarda yoktu. Güney Özkılınç’ın söylediğine göre, uzun yıllar metruk ve harap bir yapı olarak kalmış. Anlattıklarından, İç Kumsal’daki metruk yapının Yaşar Kemal Sanatevi’ne dönüşmesinde emeğinin büyük olduğu anlaşılıyor. Aslında sanatevinin bir katı ‘Yaşar Kemal’ veya ‘Hasan İzzettin Dinamo’ kitaplığı yapılabilir. Sokak kedilerinin serbestçe girip çıktığı bir ‘Hasan İzzettin Dinamo Kitaplığı’nın Menekşe’ye çok yakışacağını düşünüyorum. Bunlar mümkün olmazsa, sadece semte ilişkin kitapların, belgelerin ve görsellerin toplandığı bir ‘Küçükçekmece Kitaplığı’ bile kurulabillir.