Macron’un ‘Avrupa Siyasi Topluluğu’ şeklinde, AB’nin sınırlarını aşan, AB’ye alınma ihtimali olmayan ülkelerin bile olduğu bir birlik kurma hayali varmış.
Bu birliğin, farklı alanlarda kendi içerisinde iş birliği yapması planlanıyormuş. Macron’un düşüncesinin temelinde ise Fransa eski Cumhurbaşkanı Mitterrand’ın, Sovyetler’in çöküş döneminde “Büyük Avrupa Topluluğu” fikri yatıyor.
Son G7 Zirvesi’nde bu fikrini İngiltere Başbakanı Boris Johnson’a söyleyen Macron, olumlu dönüş aldı. Ama ‘İngiliz aklı’ güvenliği de düşünerek daha stratejik bakıyor.
Mağrip ülkeleri (Kuzeybatı Afrika) ve Türkiye’nin de birlik içerisinde olması gerektiğini söyleyen Johnson, “Temelde Roma İmparatorluğu’nun Mare Nostrum’unu yeniden yaratmalıyız” diyor.
Latincesi ‘Bizim Deniz’ olan Mare Nostrum, Roma İmparatorluğu’nun sınırlarını kapsayan, Akdeniz’in onlar için ‘tek vücut’ olduğu dönemi kapsıyor. Avrupa’nın güney ve güneybatı sınırlarının yegane güvenliğinin Akdeniz’e bağlı olduğunu bizlere söyleyen güncellenen Mare Nostrum, İtalyan faşist Mussolini’nin hayaliydi.
Bu hayal için Yunan adalarını işgal eden İtalya, Arnavutluk’u işgal etmişti. Ama Johnson’un bahsettiği Mare Nostrum, özellikle Rusya’ya karşı bu coğrafyada iş birliğinin artırılması için öne sürülen bir iş birliği ittifakı olarak öne çıkıyor.
Anlaşılan o ki Türkiye’nin de dahil olduğu Kazakistan’dan ABD’ye kadar 57 ülkenin yer aldığı Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Rusya’nın varlığı nedeniyle tam anlamıyla yeni Avrupa vizyonuna uymuyor.
Macron’un ideolojik saplantıları, burada bile öne çıkıyor. İngiltere, her zaman önem verdiği Türkiye ile ilişkilerine bu planda bile yer vermeyi ihmal etmiyor. Çünkü İngilizlere göre geçmişte olduğu gibi bugün de coğrafyanın vazgeçilmez ülkesi, Anadolu topraklarına hükmeden Türkiye; hem Avrupa topraklarının güvenliği için kilit rol oynuyor hem de nüfus, askerî güç, jeopolitik konum ve tarihî rolü ile paha biçilmez bir ortak.
Ama Johnson’un Mağrib ülkelerine ve Türkiye’ye verdiği önemi farklı iki yazıda ele alacağım. İngilizlerin Fransızlardan en önemli farkı, güvenlik ve realist dış politika.