Bilhassa 2000’li yıllardan itibaren Türk milletinin millî ve manevî değerlerini silmek istercesine birtakım adımlar atıldı. Tüm bunların yöneticiler tarafından yapılıyor olması, toplumu endişelendirdi ve ‘ne oluyor’ dedirtti.
Son yıllarda ne çevre sorunları ne hayvan hakları ne de yaşamın dokusundaki zorluklar, Türklük kadar gündem olmamış ve Türk kimliği, hiç bu kadar yıpratılmamıştı.
Bazı siyasilerin Türk kimliğiyle ilgili olumsuz demeçlerine ve üzüntü verici kararlar aldığına şahit oluyor, Türk milletinin bu kararların getirdiği öfkeyle yaşamak zorunda kaldığını gözlemliyoruz.
Örneğin; Milli Eğitim E. Bakanı Reşit Galip’in 1933 yılında yazdığı ve o yıldan itibaren Türk çocuklarına okutulmaya başlanan Andımız, 2013 yılında çözüm süreci bahane edilerek etnik yapıyı kaşıyanlar ve Türk kimliğinden rahatsız olan yöneticiler tarafından gündem edildi. İçeriğini Türk milletinin varlığından alan Andımız, bazı kesimlerce faşist yorumlar içeren bir ant olarak nitelendirildi ve adı Türkiye Cumhuriyeti olan devletimizde, birtakım siyasilerce adeta bir suç unsuru olarak ifade edildi.
İşin asıl trajikomik tarafı ise bu ifade; bilinçsiz, cahil, aidiyet duygusu olmayan bazı kimliksiz insanlar tarafından kabul gördü. Bu kabul de bazı yöneticilerin şımarmasına sebep olarak daha da ileri gitmelerine yol açtı. Öyle ki Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının birçoğunun başındaki T.C. ibaresi kaldırılmak istendi. Yetmedi; kısa bir süre önce de sıra, Atatürk Havaalanı’na geldi. Sözüm ona havaalanının iki uzun pisti kullanıma kapatılarak bir tarafına millet bahçesi yapılırken öbür tarafta zorlu şartlarda uçakların ineceği kısa pist de açık bırakıldı ve bu durum, millete ulufe dağıtılıyormuş gibi anlatıldı.
Bugüne kadar yazılıp çizilenler ve verilen tepkiler, iyi anlaşılmamış olacak ki bu sefer de bir talihsizlik olarak Türk Hava Yolları’nın adının Türkiye Hava Yolları olarak değiştirilmesine teşebbüs edildi sonrasında bu karardan dönüldü.
Bugün Türk Hava Yolları; 127 ülkeye, 49’u iç hat ve 243’ü dış hat olmak üzere 292 şehre ve 300 havaalanına uçmaktadır. Atatürk’ün sağlığında kurulan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir eseri olan Türk Hava Yolları, bunun yanı sıra uçuş yaptığı ülkelere ve dünyaya Türk kimliğini tanıtması açısından da son derece önemlidir. Bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerinin halkın tepkisi nedeniyle bu kararlarından dönmelerinden ziyade yüz milyona yaklaşan Türk devletini yönettiklerinin farkına vararak Türk kimliğinin gereklerine uygun davranmaları gerekir.
Büyük Doğu Roma Devleti’ni yıkarak ölü devletler statüsüne dâhil eden büyük Türk milleti, bu mümbit topraklarda bin yıldır Türk adıyla devlet olarak yaşamaktadır. Bunun en büyük ispatı, devletimizin banisi yüce Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Türklüğe ayar vermek, Türk adıyla eğlenmek, Türk adını rencide edici gündemler oluşturmak ve Türklüğe dil uzatmak, hiç kimsenin haddi değildir hakkı da değildir.
Unutulmamalıdır ki;
Tek devlet değil Türk devleti,
Tek bayrak değil Türk bayrağı,
Tek millet değil Türk millet vardır.
Yok sayılmaya çalışılan o milletin adı Türk’tür, devleti Türk’tür, adı Türkiye Cumhuriyeti’dir, dili Türkçedir.
Türkiye Cumhuriyeti; Türk devletlerinin ve Türklüğün gözbebeğidir, Turan ülküsünün başkentidir.
Yani demem o ki Türk milletinin hafızasından ne Türklüğü ne Atatürk’ü silmeniz asla mümkün değildir.
Ne mutlu Türk’üm diyene.
Yeliz Şenyerli
Günboyu gazetesi / 20 Haziran 2022 Pazartesi