4 ırkçı saldırganın kundakladığı evde iki kızını, iki torununu ve yeğenini kaybeden Mevlüde Genç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yanan evlerinin müze olarak korumak yerine yıkılmasına izin verdiği için pişman olduğunu söyledi.
Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Başbakanlığının, başarılı dernekleri ödüllendirmek için her yıl ismine madalya bastırdığı Mevlüde Genç, “Acı benim acım, ölene kadar devam edecek. Ancak iyi olalım, birbirimize sevgi, saygı gösterelim, birbirimizi incitmeyelim. Yerli yabancı demeyelim, biz bu ülkenin parçasıyız. Ben buraya geleli 50 sene oldu, buranın ekmeğini yiyoruz. Birbirimize kardeş gözüyle bakalım, her zaman için iyi olalım. Biz bu ülkeye birer bavulla geldik, ev, ocak sahibi olduk yine dönemedik. Dönemediğimize göre birbirimize sevgi, saygı, hoşgörü gösterelim. İyiliğin açmadığı kapı olmaz, kötülükle zaman geçmez. Burada 3-4 milyon benim evlatlarım, kardeşlerim var.” diye konuştu.
Her hafta yanan evlerini ziyaret ettiğini aktaran Genç, “Çocuklarım orada emanetlerini verdikleri için orası benim için çok özel bir yer. Allah hepimize sabır versin aile olarak. Bu zor süreçte yanımda olan ve acılarımızı paylaşan herkese teşekkür ediyorum.” dedi.
Mevlüde Genç, en büyük pişmanlığının yanan evlerinin yıkımına izin vermek olduğunu belirterek, “O zamanlar arkamda desteğim olmadı. Şimdiki aklım olsa ben oradaki bir taşı bile kaldırtmazdım ama acımız büyüktü. Oraya gidip görmeyelim diye yıktırdık ama çok pişmanım yıktırdığım için. Orası müze olarak kalsaydı çok daha iyi olurdu bizler ve insanlar için ama zaman geçti, yapacağımız bir şey yok. Okullarda birer saat zaman ayırsınlar ve bu olayları anlatsınlar gençlerimize. Yeni doğan nesil bilmiyor neyin ne olduğunu. Okullarda bu olayların dersini verirlerse çocuklarımız birbirlerine daha yakın davranır.” ifadelerini kullandı.
Aradan 29 yıl geçmesine rağmen acılarının dinmediğini anlatan Genç, şöyle devam etti:
“Hani kaset koyarsınız bitince başa sarar, onun gibi benim kalbimde de bir kaset var, bitiyor tekrar başa sarıyor. Aklımdan bir saniye bile çıkmıyor ama ne diyeyim, kader. Kaderin önüne bir şey geçmiyor. Kurban olduğum Allah kimselere bu acıyı vermesin, bütün vatandaşlarımıza da uzun ömür versin. Ben yandım, benim insanlarım da yanmasın. Birbirimize destek olalım, kucak açalım, acılarımızı paylaşalım. Acı günümüzde de tatlı günümüzde de birbirimizin yanında olalım.”
– Birlik ve beraberlik vurgusu
Baba Durmuş Genç de “Acılar zaten ölene kadar devam eder, onun sönmesinin imkanı yok ama ne yapalım kader böyleymiş. Kaderde çekilecek şeyler varmış, çektik, ne yapalım?” dedi.
Birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan Genç, “Hep birlik ve beraberlik olursa bunlar hiçbir şey yapamazlar ama maalesef o kadar demeç verdik, yine de bir yığılma yok. Anıtın olduğu yerde Almanlar bile bizden fazla oluyor. Ama biz kendimizi gösteremiyoruz. Program ve etkinliklerde hep beraber birlik olsak ama biz maalesef böyle duyarsızız.” değerlendirmesinde bulundu.
– O geceyi anlattı
Irkçı saldırıda iki kızını, iki ablasını ve yeğenini kaybeden, 58 yaşındaki Kamil Genç de o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Ertesi gün taksiye çıkacağım için o gece erken yattım. Bir ses duyduk ve eşim dedi ki ‘Kamil kalk yanıyoruz.’ Sigortaları kapatmak aklıma geldi, aşağıdan sigortaları kapatıp yukarı çıkana kadar ateş salona girmişti. Kızlarım ve kardeşlerimin yanına bir daha geçme şansım olmadı o alev içerisinde. Bir de ahşap olduğundan dolayı içerisi artık tamamen yanmaya başlamıştı, yarım veya bir dakika içinde her tarafı ateş sarmıştı. Bizler dışarı çıkmıştık, itfaiye geldi. Rahmetli kızlarım arka binanın üçüncü katında uyurken vefat etti. İkisi benim kızımdı Hülya ve Saime, iki de kız kardeşim Hatice ve Gülsüm. Gülsüm üçüncü kattan aşağı atladığı an vefat etti, diğerlerini görmedim. Bir de misafir olarak teyzemin kızı vardı o da vefat etti.”
“O günleri hayal ediyorsun, hatta dün gece rüyama girdi olaylar. İnsanı ister istemez etkiliyor. Allah kimsenin başına vermesin, çok zor, anlatılacak gibi değil.” diyen Kamil Genç, “Türk devletimiz devamlı bizimle temastalar, telefonlaşıyoruz. Annemi babamı arayıp ihtiyaçlarımızı soruyorlar. Alman devleti olsun, Türk devleti olsun bizi boş bırakmıyor.” ifadelerini kullandı.
Solingen’de 29 Mayıs Pazar günü düzenlenecek 29. anma törenine herkesi davet eden Genç, “Ne kadar çok olursak herkese birlik olduğumuzu daha iyi göstermiş oluruz. Saat 16.00’da yanan evin önünde dua okunacak, 18.00’de belediyenin anıtına geçilip orada anma töreni yapılacak. Bu ırkçılık, dilerim sonlanır ama devletin içinde de Nazi partileri olduğu müddetçe tahmin etmiyorum ki sonlansın. Ama biz ne kadar birlik olursak o kadar kuvvetli oluruz diyorum.” şeklinde konuştu.
– Solingen faciası
Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Solingen kentinde 29 Mayıs 1993’de Genç ailesinin Untere Werner Caddesi’ndeki evleri kundaklanmış, saldırıda Gürsün İnce (28), Hatice Genç (19), Gülüstan Öztürk (12), Hülya Genç (9) ve Saime Genç (5) hayatını kaybetmişti.
Yakalanan failler Markus Gartmann, Felix Köhnen, Christian Reher ve Christian Buchholz, hapis cezalarını çektikten sonra serbest bırakıldı. Kimlikleri gizli tutulan failler yaşamlarını Almanya’da sürdürüyor.