Dünkü Birleşik Krallık Parlamentosu açılışında Kraliçe II Elizabeth hazır, bulunamasa da “St. Edward’s Crown” tacı oradaydı – “St. Edward’s Crown” tacının değerinin muhtemelen 39 milyon Dolar civarında olduğu biliniyor –
Westminster Sarayı olarak da adlandırılan Birleşik Krallık Parlamentosu devlet açılışında hükümdar tarafından bir konuşmanın yapılması geleneği 16. yüzyıla kadar izlenebilir. Kraliçenin konuşmasının amacı hükümetin politikalarını ve yeni parlamento oturumu için önerilen yasama programını belirler. Dünkü Birleşik Krallık Parlamentosunun açılışının ayrıntıları tüm gazetelerde yer alıyor.
Bu sabahki gazete ön sayfalarının birçoğunda Galler Prensi Charles’ın elindeki metinden Kraliçenin konuşmasını onun adına yaparken çekilmiş fotoğrafları yer alıyor, çünkü hareketlilik sorunları annesinin 59 yıl sonra ilk kez etkinliği kaçırdığı anlamına geliyor.
Şimdiye kadar, Kraliçe, tahtta bulunduğu 70 yıllık süre boyunca, 1959 ve 1963’te hamileyken sadece iki kez parlamento açılışını kaçırdı. Konuşmanın metni dokuz dakika sürdü ve Avam Kamarasındaki milletvekilleri önümüzdeki altı gün boyunca içeriğini tartışacaklar.
Cambridge Dükü William’da ilk kez eyalet açılışına katılarak, Kraliçe adına Parlamentonun yeni oturumunu babasıyla birlikte devlet danışmanları olarak ortaklaşa açtı.Kraliçe ve danışmanları, majestelerinin yaşlandığını vurgulamak istiyor ama 96 yaşına geçtiğimiz ay basan kraliçe II Elizabeth henüz tahttan çekilmiyor. Çünkü temsilen Galler Prensi Charles konuşmayı yaparken sağ tarafında “St. Edward’s Crown” tacı duruyordu.
Prens Charles tarafından okunan kraliçenin konuşması ; Hükümetin önümüzdeki yıl için yasama gündemini ana hatlarıyla belirleyen bir konuşma, başbakanın ülkeyi COVID pandemisinden sonra “yeniden rayına oturtmayı” hedeflerken aynı zamanda artan yaşam maliyeti sorunlarını ele almayı amaçladığı için ağırlıklı olarak ekonomiye odaklı.
Boris Johnson, kraliçenin konuşmasında yeni önlemlerle “ekonomiyi büyütmeye ve güçlendirmeye ve ailelerin yaşam maliyetini hafifletmeye yardımcı olmaya” söz verdi. Ancak başbakan Johnson, enflasyonun 2022’de 40 yılın en yüksek seviyesine çıkmasıyla hükümetin insanları artan maliyetlerden “tamamen koruyamayacağı” konusunda uyardı ve haneler için acil bir ek yardım açıklanmadı.
Liberal Demokratlar, kraliçenin konuşmasının “yükselen faturalar ve göz yaşartan enflasyonla karşı karşıya kalan milyonlarca aileye ve emekliye yardım etmek için hiçbir şey yapmadığını” söyledi. Liberal Demokrat lideri Sir Ed Davey şunları ekledi: “Muhafazakarlar, aileleri ortalama 600 sterlin tasarruf ettirecek, emeklilere yardımda ve toplumumuzdaki en savunmasız kişilere yardımda başarısız olacak KDV’de bir kesinti yapmayı başaramadılar.”
Bu arada İşçi partisinden gölge bakanı Ed Miliband, hükümetin Enerji Tasarısı’nı “umutsuzca yetersiz” olarak nitelendirdi ve şunları ekledi: “Yaşam maliyetinin üstesinden gelmek için hiçbir şey, ihtiyacımız olan enerji verimliliği önlemlerini öne çıkarmak için hiçbir şey, faturaları düşürmek için yeşil enerji sprinti yok.”
İngiliz yazılı basını ön sayfalarının çoğu, ilk kez tahtın varisi Galler Prensi Charles tarafından Kraliçenin konuşmasını içeriyor –
Metro Gazetesinin manşeti “Keşke ER II olsaydın”, tarihi bir olayı dokunaklı bir notla tanımladığı için Prens Charles’ın taca nasıl baktığını ve annesinin nerede olacağını vurguluyor.
Sun, “Umarım seni gururlandırmışımdır anne” manşetiyle, Prens Charles’ın monarşinin geleceğine dair bir fikir verirken “duygusal göründüğünü” söyledi. Kraliçe hareketlilik sorunları nedeniyle bulunmadığı için 202 yıl içinde konuşmayı yapan ilk varis olduğunu söylüyor – ancak kaynaklar gazeteye hükümdarın oğluyla “çok gurur duyduğunu” söylüyor.
Daily Express için, Kraliçe’nin yokluğu, uzun bir geleneğin sona erdiği ve yeni bir dönemin başladığı duygusuyla “dokunaklı bir boşluk” yarattı.
Guardian, Kraliçe’nin Konuşmasının acil yaşam maliyeti kriziyle başa çıkmak için özel önlemler içermemesinin ardından Boris Johnson’ın “fikir veya amaçtan yoksun” olmakla suçlandığını söyledi.
Daily Mail, uzun zamandır beklenen istihdam yasasının hükümetin yasama programında nasıl eksik olduğunu vurgulayarak, gazetenin personele varsayılan bir evden çalışma hakkı verdiği için “ölüm çanı” dediği şeyi ortaya koyuyor.
Times, hükümetin, bölge sakinlerinin, tam planlama izni olmadan komşularının evlerini geliştirmelerine izin verilip verilmeyeceği konusunda “sokak oyları” almasına izin verme planlarına odaklanıyor.