14 Nisan 2022 akşamında ABD Twitter’ında o gün sitede en çok konuşulan gündem başlıkları listesi olan Topic Trends’te 10. sırada #NoJetsForTurkey (Türkiye’ye jet yok!) etiketi bulunuyordu. Amerika’da faaliyet gösteren Amerikalı Ermeni ve Yunan siyasi lobi kurumları ve siyasetçiler üzerinde etkili bazı kanaat önderleri Biden yönetiminin Türkiye’ye yönelik olası bir F-16 satışını engellemek amacıyla çok kapsamlı bir kampanya başlattı. Bu kampanya kapsamında Türkiye’nin Rusya yanlısı olduğuna dair özel videolar hazırlandı, sosyal medya içerikleri oluşturuldu ve Kongre üyelerine Türkiye’nin güvenilir bir NATO müttefiki olmadığına dair mektuplar gönderildi.
Bu yoğun Türkiye karşıtı kampanyanın başlıca sebebi, son günlerde ABD’de esen ılık Türkiye rüzgarı sonucunda F-16 satış ihtimalinin oldukça artması.
F-16 SATIŞ TALEBİ
Türkiye, S-400 savunma sistemini satın aldığı için CAATSA yaptırımlarına maruz kalmış ve daha önceden parasını ödediği F-35 programından çıkartılmıştı. Türkiye, F-35 programı için 1 milyar 400 dolarlık bir ödeme yapmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden’in geçtiğimiz sene gerçekleştirdikleri ikili görüşmelerde ise önceden ödenen paranın akıbeti gündeme gelmiş ve ortaya F-16 satış formülü çıkmıştı. Türkiye’nin resmi olarak çıkarıldığı F-35 programı için önceden yaptığı ödeme karşılığında envanterinde bulunan 80 Blok 70 serisi F-16’ın modernizasyonu ve 40 adet yeni Blok 70 serisi F-16’yı satın alması olası bir çözüm olarak belirmiş ve bunun olası bir çözüm olabileceğine dair karşılıklı açıklamalar gelmişti.
Fakat bu mesele uzun bir süre ciddi bir şekilde gündeme alınmadı, bir nevi unutuldu. Bu durumun seyrini değiştiren ve tekrardan gündeme taşıyan gelişme ise Ukrayna’nın işgali oldu. Ukrayna ordusuna SİHA satışları, müzakerelere ev sahipliği yapması, Montrö sözleşmesini uygulayarak boğazları savaş gemilerine kapatması, NATO kararlarında, BM oylamalarında Batı ittifakı ile hareket etmesi nedeniyle Türkiye lehine olumlu bir hava oluştu. Uzun bir süre sonra ilk kez Türkiye’den olumlu bir şekilde bahsedilmeye başlandı.
BIDEN YÖNETİMİ VE F-16 SAVAŞI
F-16 meselesi gibi uyuşmazlıkların akıbetinin belirleneceği ortak stratejik mekanizmanın kurulması Ekim 2021’de Erdoğan ve Biden arasındaki ikili zirvede kararlaştırılmasına rağmen mekanizma geçtiğimiz hafta ABD Dış İşleri Bakan yardımcısı Victoria Nuland’ın Türkiye ziyaretinin ardından faaliyetlerine başladı.
Ukrayna işgalinin ardından Türk-Amerikan ilişkilerinde ard arda yaşanan olumlu gelişmelerden bir diğeri de Biden yönetiminin F-16 satışı konusunda olumlu sinyaller vermeye başlaması oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kongre ile ilişkilerini yürüten yetkilisi Türk kökenli Naz Durakoğlu, bakanlığı temsilen Kongre’ye yazdığı mektubunda konuya dair özel bir ifade kullanmasa da Türk-Amerikan ilişkilerine değinmiş, Ukrayna konusunda iş birliğini vurgulamış ve genel olarak NATO müttefiki bir ülkeye silah satışının ABD tarafından olumlu karşılandığını belirtmişti. Bu mektup birçok kişi tarafından Nuland’ın ziyareti ile birlikte değerlendirilmiş ve ABD yönetiminin F-16 satışı konusundaki tutumunun olumlu olduğuna dair yorumlar yapılmıştı. ABD’li yetkililer ise konu hakkında değerlendirmelerinin sürdüğüne dair açıklama yapmıştı.
BIDEN KONGRE’Yİ İKNA EDECEK Mİ?
ABD Dış İşleri Bakanlığı Türkiye açısından olumlu karşılanan bu mektubu Türkiye’ye F-16 satışının gerçekleşmemesi için Biden yönetimine Türkiye karşıtı bir mektup yazan Kongre üyelerine hitaben yazmıştı. Kongre üyelerin her iki ayda bir 40-50 kişinin imza attığı ve farklı partilerden üyelerin katıldığı metinlerle Biden yönetimine çeşitli mektuplar yazıyor ve koordineli bir şekilde Türkiye’ye silah satışının yapılmamasına yönelik taleplerini dile getiriyor.
Türkiye’ye F-16 satışı için Kongre’nin onayına ihtiyaç yok, fakat Silah İhracatı Kontrolü Yasası 36 (b) kısmı uyarınca Kongre karşı çıkması durumunda bu satışa engel olabilir. Bu yasaya göre, ABD Başkanı’nın silah satışını onaylaması için öncelikle yasada öngörülen süre içerisinde Temsilciler Meclisi ve Senato’daki dış ilişkiler komitelerine satış talebini bildirmesi gerekiyor. Bu bildirim Dış İşleri Bakanlığı’nın kararı üzerine Savunma Bakanlığı’na bağlı Savunma Güvenliği İşbirliği Ajansı aracılığıyla yapılıyor. Türkiye NATO müttefiki olduğu için silah türüne göre 20-30 günlük bir satış öncesi bildirim süresine tabi ülke olarak değerlendiriliyor.
Kongre kendisine yapılan bildirimi yasadaki süre içerisinde inceliyor ve bakanlığa detaylı sorular soruyor: Bu silahlar niçin satılıyor? Nerede ve kime karşı kullanılacak? ABD çıkarları bu satış sonucunda etkilenecek mi? Eğer Kongre bu 20-30 günlük süre içerisinde satışı yasaklayan bir karar almazsa ABD yönetimi Başkan’ın onayı ile satışı gerçekleştirebiliyor, bu durumda Kongre’nin ekstra bir onayına ihtiyaç duyulmuyor.
Fakat Türkiye karşıtı olan ve belirli aralıklarla Türkiye’ye F-16 satılmamasına yönelik mektup yayınlayan Kongre üyeleri bu süre içerisinde F-16 satılmamasına yönelik özel bir yasa önerebilir ve bunun Temsilciler Meclisi ve Senato’da kabul edilmesini sağlayabilir. Bu durumda Başkan Biden’in satışı gerçekleştirmek için yasayı veto etmesi ve Kongre’ye geri göndermesi gerekiyor. Başkan tarafından veto edilen yasa tasarısının aynen kabul edilmesi, vetonun etkisiz kılınması için Senato ve Temsilciler Meclisi’nin de ayrı ayrı mevcut yasa tasarısını 2/3 üye sayısıyla kabul etmesi gerekmektedir. Başkan’ın vetosunu etkisiz kılmak ve yasa tasarısını aynen kabul etmek için 100 senatörün bulunduğu Senato’da 67 senatörün, 435 Temsilciler Meclisi üyesinin bulunduğu Temsilciler Meclisi’de 290 temsilcinin oyu gerekmektedir. Ancak bu yolla söz konusu silah satış talebi Başkan’ın veto kararına rağmen Kongre tarafından engellenebilecektir.
Başkan’ın acil durumlarda yasaya uygun olarak bu bildirim süresine riayet etmeme yetkisi bulunmakta fakat acil durum hükümlerini uyguladığını yine Kongre’ye bildirmek zorunda olduğu için Kongre bu durumda da bir yasa ile bu satışı engellemeye çalışabilmektedir. Bu durumun bir örneği Trump’ın başkanlık döneminde Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri’ne yönelik silah satışlarında yaşanmış, Kongre acil durum hükümlerine göre bildirim süresine riayet etmeyen satışı yasa tasarısı ile engellemeye çalışmış, fakat Trump bu yasaları veto edince iki mecliste de 2/3 çoğunluk sağlanamadığından satış engellenememişti.
“TÜRKİYE’YE JET YOK” DİYENLER BAŞARACAK MI?
Türkiye son günlerde ABD’de en olumlu günlerini yaşıyor. Türkiye Büyükelçiliği çok ciddi ve başarılı toplantılara imza atıyor, Kongre üyeleriyle iletişimin sağlıklı bir şekilde yürümesi için çaba harcıyor. Medyada ilk kez Türkiye’nin Ukrayna politikası kapsamında NATO ittifakındaki önemini vurgulayan olumlu içerikler yazılıyor, Türkiye’de gerçekleşen müzakereler vurgulanıyor. Bütün bu olumlu havanın etkisinin uzun vadeli sonucu henüz belirsiz, fakat Türkiye’ye silah satışının gerçekleşmemesini isteyen geniş bir kesim de mevcut. Bu nedenle büyük ihtimalle Biden’in olası desteğine rağmen Türkiye’ye yönelik silah satışını engellemek için belirli Kongre üyeleri ve lobi grupları bir yasa tasarısı sunacak. Bu noktada Türkiye’nin ihtiyacı olan şey Biden’in vetosu, ve en az 33 Senatör’ün ve 146 Temsilciler Meclisi üyesinin desteği. Türkiye bu rakamların sağlanmasında ABD ile birlikte hareket ederse F-16 sorunu aşılabilir.
Fakat bunun için Türkiye’deki medyanın, siyasi kurumların, kanaat önderlerinin “Türkiye, Rusya’yı destekliyor” manipülasyonlarında destekleyici argüman olarak kullanılabilecek içeriklerden kaçınması, Türkiye’nin resmi duruşunu çarpıtmak amacıyla alet edilebilecek durumlara fırsat vermemesi gerekiyor. Yoksa ABD’de esen bu ılımlı rüzgarı somut sonuçlara çevirmemiz beklendiği kadar kolay olmayabilir.
Kaynak Gerçek Gündem / Yunus Emre Erdölen