Emekli diplomat, Türkiye’nin NATO Daimi Temsilciliği görevini 1997-2002 tarihleri arasında yapmış olan Onur Öymen, Rusya-Ukrayna gerilimini ve Türkiye’ye etkisini Yeniçağ TV canlı yayınında Emre Kulcanay’a değerlendirdi.
Onur Öymen’in gazeteci Emre Kulcanay’ın yönelttiği “Sosyal medyada, “Türkiye, NATO üyesi olmasaydı Rusya, Türkiye’den Kars ve Ardahan ile Boğazlar’ı isterdi” görüşü tartışılır oldu. Siz ne düşünürsünüz?” şeklindeki sorusuna İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü döneminde gerçekleşen talep ve verilen tarihi yanıt ile cevap verdi.
Kars ve Ardahan’ı istemek düşüncesinin geçmişte talep halinde Türkiye’nin önüne getirildiğini hatırlatan Onur Öymen, “Atatürk ile Lenin zamanında başlayan Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki yakın ilişkiler, dostluk, işbirliği, Stalin devrinde İkinci Dünya Savaşı’nın yaklaştığı yıllarda bozuldu. Stalin, Türkiye’den ‘Boğazlar’dan üs’ istedi. “Gizli bir anlaşma yapalım, Karadeniz’e Türk ve Rus gemileri dışında hiçbir savaş gemisi girmesin” diye bir kuralı kabul ettirmeye çalıştı. Kars ve Ardahan’ı istedi Türkiye’den. Montrö’nün değişmesini istediler. İşin hazin tarafı, aynı talepleri İkinci Dünya Savaşı sonunda toplanan Yalta ve Potsdam Antlaşmaları’nda da dile getirdi” dedi.
Rusya’nın İstanbul ve Çanakkale boğazlarında askeri üs talebi ile Kars ve Ardahan’ı istemesi üzerine ABD ve İngiltere’nin tavrı ve Türkiye’nin cevabını şöyle anlattı:
“Tabii Rus üssü talebi kabul edilmedi ama Montrö’nün değiştirilmesi önerisini Amerika ve İngiltere de olumlu karşıladı. Her ne kadar Kars ve Ardahan’ın verilmesine karşı çıktılarsa Rusya bu talebi başka nedenlerle bu talebi sonuna kadar götüremedi. O zaman NATO yoktu, Türkiye yapayalnızdı ve buna direndi.
İsmet Paşa, Meclis’te yaptığı konuşmada, “Hiç kimseye hiç bir borcumuz yoktur. Kimseye de verecek hiçbir şeyimiz yoktur. Biz şerefli insanlar olarak doğduk, şerefli insanlar olarak yaşadık, şerefli insanlar olarak öleceğiz” dedi.
Ve o zaman Dışişleri Bakanı da “Rusya isterse Amerika ve İngiltere ordularını da yanına alarak gelebilir ama biz ordumuzla buna karşı çıkarız” dedi. Bunlar hayal mahsülü değil İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanmış olaylardır.”
İşte o program: