İstanbul Boğazı’nda av yasağı 6 Kasım’da bir günlüğüne tamamen kaldırılıyor. Balıkçılar, Boğaz’ın balıkların yoğun geçişinin yaşandığı dönemde 14 saatliğine avcılara açılmasının ekosisteme zarar vereceği endişesiyle CİMER’e başvurdu.
Beslendiği nehirlerle dünyanın balıkçılık açısından en zengin denizlerinden olan Karadeniz ile yarı tropik özellikler taşıyan Akdeniz arasında biyolojik koridor olan İstanbul Boğazı’nda balık avı kısıtlı. Av sezonunda bile endüstriyel balıkçılar sadece 18 metreden daha derine ağ atabilirken, gemi trafiğinin aktığı alanlarda avcılık yapılamıyor.
Yasakları ve balıkçılık şartlarını Tarım ve Orman Bakanlığı, bilim insanlarının ve balıkçıların görüşünü alarak belirlerken, ekonomik değeri yüksek balıkların iki deniz arasında rahat göç etmesi hedefleniyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Denizcilik Genel Müdürlüğü, balıkların yoğun göç ettiği dönemde olan 6 Kasım tarihinde İstanbul Boğazı’nı gece 00.00’dan 14.00’a kadar 14 saatliğine endüstriyel balık gemilerine açma kararı aldı. Poyrazköy Örnek Su Ürünleri Kooperatifi’nin talebi üzerine alındığı öğrenilen karar için İstanbul Boğazı ticari gemi geçişlerine kapatılırken endüstriyel balık avlama teknelerine serbest bırakılacak.
BALIKLARI ETKİLEYECEK
Ekonomik değeri yüksek palamut, lüfer, çinekop, torik ve hamsi gibi balıkların avlanabileceğinin açıklandığı karara uzmanlar tepksi gösterdi. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saadet Karakulak, şunları dedi:“Marmara Denizi, Karadeniz ile Ege Denizi arasında geçiş denizi olan İstanbul Boğazı birçok balık türünün yaşam alanıdır. Bazı türler beslenme, üreme ya da kışlama için Marmara Denizi’ni tercih eder. Marmara’dan Karadeniz’e giden balıklar vucüt sistemlerinin az tuzlu Karadeniz’e göre ayarlanması için bir süre İstanbul Boğazı’nda beklerler. Ege Denizi’nden Marmara Denizi’ne girecek lüferler ise vücut iyon dengeleri için Çanakkale Boğazı’nda vakit geçirirler. Müsilaj sonrası Marmara Denizi Koruma Eylem Planı ilan edilmişti. Balıkçılık faaliyetlerinin ekosistem temelli yapılması gerekir.”
İstanbul Su Ürünleri Kooperatifi Birliği Başkanı Erdoğan Kartal ise, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın İstanbul Boğazı’ndaki balık avcılığını belli süre için açma gayretine çok şaşırıyoruz. Bu kararı asla kabul edemeyiz, boğazların tamamen endüstriyel avcılığa kapanması gerekirken bu karar manidardır ve ülke balıkçılığının çökmesi için bir adımdır. , Bilime ters olan bu kararla balığın göç yolları engellenir” dedi.
“KARARDAN DÖNÜLMELİ”
CİMER’e başvurduklarını söyleyen İstanbul Amatör ve Sportif Balıkçılığı Derneği Başkanı Erol Örkçü, “Poyrazköy Su Ürünleri Kooperatifi’nin talebi kabul edilmemelidir. Biyolojik koridor olan ve endüstriyel balıkçılığa tamamen kapatılması gereken İstanbul Boğazı’nda dünyada eşi benzeri olmayan bir karar alınmıştır. Sürdürülebilirlik ilkesiyle çabalayan amatör ve sportif olta balıkçıları olarak alınan yanlış karardan dönülmesini talep ediyoruz” diye tepki gösterdi. Geleneksel balıkçılık uzmanı Halit Konanç ise, “Söz ve karar hakkı Tarım ve Orman Bakanlığı Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’ndedir. 1280 sayılı Su Ürünleri Kanunu yürürlüktedir. Endüstriyel şirketlerin ve balıkçıların İstanbul Boğazı’nda bir günlük balık katliamından kimlerin faydalandığını bilmemiz gerekli. Asıl önemli olan katliamın yasalaştırılması niyetidir” dedi.