Nefes darlığı ve çarpıntı gibi şikayetlerle kendini gösteren mitral kapak hastalıkları, günümüz şartlarında ilerleyen tıp teknolojilerinin sunduğu gelişmeler ile konforlu ve başarılı ameliyatlarla tedavi edilebiliyor.
Mitral kapak tedavileri için Avrupa ve Amerika’da sunulan tüm seçeneklerin, başarılı sonuçlarla Türkiye’de de uyguladıklarını dile getiren Prof. Dr. Cengiz Köksal, “Geçtiğimiz 5 yılda mitral kapak ameliyatları ile ilgili büyük gelişmeler yaşadık. Ameliyatların büyük bir kısmını göğüs kafesi açmadan yapabilmenin hastalar ve hekim olarak ne kadar değerli olduğunu görüyoruz. Sağ veya sol koltuk altından, 3 cm’lik küçük bir kesi ile neredeyse tüm mitral kapak ameliyatları yapılabiliyor” diyor.
Köksal, “Mitral kapak ameliyatı olması gereken hastalar için hastaya özel sunulabilecek tedavi seçenekleri mevcut. Fakat küçük kesi ameliyatlarının bir adım ötesinde, seçilmiş hastalara kalbi durdurmadan yani kalp çalışıyorken sol meme altından mitral kapağı tamir etmek veya kapağı değiştirmek artık mümkün. Ayrıca belirtmek gerekir ki bu teknik yenilikler için sıklıkla yaş ve kilo sınırı da bulunmuyor ve hastaları kalp akciğer makinesine bağlanmak zorunda kalmadan, 3 cm’lik bir kesi ile ameliyat edilebiliyoruz” dedi.
Koltuk altından 4 cm’lik kesi ile yapılan mitral kapak tamirinde hastalara iki sağlık avantajının birlikte sunulduğunun altını çizen Köksal,
“İlk olarak, kapağının tamir edilmesi ile hastamız kan sulandırıcı kullanmak zorunda kalmıyor ve özellikle genç kadınlarda ameliyat sonrası zor bir hamileliğin önündeki engel kalkıyor. Ayrıca ameliyatın koltuk altından yapılıyor olması hastalara daha erken normal hayatlarına dönme imkanı sağlıyor. Özellikle kadınlarda 4 cm’lik koltuk altı kesi estetik olarak ta büyük bir konfor sağlıyor. Küçük kesi ile yapılan ameliyatlarda ameliyat sonrası kan ihtiyacı azaldığı gibi enfeksiyon riski de minimuma iniyor. Küçük kesi ile koltuk altından yapılan mitral kapak ameliyatlarında eş zamanlı olarak hastaların triküspit kapaklarına müdahale edilebildiği gibi, eşlik eden kalp ritim sorunlarına yönelik tedavide küçük kesi ile yapılabiliyor. Mitral kapağı ile kireçli olup zorunlu değişmesi gereken durumlarda kapak değişimi sağ koltuk altından küçük kesi ile yapılabiliyor. Bunun avantajı özellikle yaşlı, kilolu ve diabetik hastalarda ameliyat sonrası iyileşmenin hızlı olması ve çok daha az enfeksiyon riskinin olmasıdır. İleri yaşta ve kalp fonksiyonları kısmen bozulmuş olan hastalarda, hızlı bir şekilde normal günlük hayata dönmeyi sağlayan bu yöntemde hasta konforu en üst düzeyde oluyor. Mitral kapak tamirinde son zamanların en önemli buluşu olan bu tekniği hastalarımıza sunabiliyoruz. Yurt dışında yaygın kullanılan bu ameliyat yöntemi artık ülkemizde de uygulanmaktadır. Bu teknik ile hastalar kalp akciğer makinesi bağlanmak zorunda kalmadan, kalp çalışıyor iken mitral kapakları tamir edilebiliyor. Seçilmiş hastalarda kullanılan bu yöntem, sağ meme altından 3 cm’lik bir kesi ile yapılabiliyor. Hastalar kalp akciğer makinesine bağlanmak zorunda kalmadığından ölüm riski yüzde 1’dir. Özellikle ameliyat riski yüksek, yaşlı ve ek hastalıkları olan hastalar için çok avantajlı bir ameliyat tekniğidir. Ameliyatın kalp akciğer makinesine bağlanmadan ve kalp durdurulmadan yapılmasının en önemli avantajı ölüm riskini azalmasının yanında hastaların yoğun bakım ve hastane kalış sürelerinin azalmış olmasıdır. Ameliyat sonrası ortalama 1 gün yoğun bakım ve 2 günde hastane kalış sonrası hastalar taburcu edilmektedir. Mitral kapak ameliyatlarında hayati riskleri arttıran en önemli neden kalbin durdurularak hastanın kalp akciğer makinesine bağlanmasıdır. Sol meme altından yapılan 3 cm’lik küçük bir kesi ile mitral kapak kalp çalışıyor iken değiştirilebiliyor. Özellikle açık kalp ameliyatı için yüksek risk taşıyan, kalp fonksiyonları ileri bozulmuş ve kapağının tamir şansı olmayan hastalar için tasarlanmış kalıcı bir tedavi yöntemdir. Bu yöntem kasıktan yapılan tamir yöntemleri gibi geçici bir çözüm olmayıp hastanın kapak sorununu kalıcı olan çözer” dedi.