11’nci Plan ile önceki Plan hedefleri revize edilmiş, 2023 yılında GSYH’nın 1,1 trilyon dolara, kişi başına gelirin 12 bin 244 dolara ihracatın ise 226,6 milyar dolara çıkarılması hedeflenmiştir. Enflasyon oranlarının da kalıcı bir biçimde düşük ve tek haneli rakamlara indirilmesi amaçlanmıştır.
5 Eylül 2021 tarihinde Orta Vadeli Program’ın (YEP) açıklanması ile 100’ncü yıl hedeflerine ulaşılması artık güzel bir hayal olmuş, ulaşılması hedeflenen ekonomik hedefler başka bir bahara kalmıştır. 2023 yılında milli gelir hedefi 875 milyar dolara indirilmiş, ihracat hedefi 214 milyar dolara çekilmiştir. İşsizlikte yüzde 5 olan hedef ise yüzde 11.4 olarak öngörülmüştür.
Türkiye Cumhuriyetinde 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı, 18 Temmuz 2019 tarihinde TBMM’de kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kalkınma planı olan ve 15 yıllık bir perspektifle hazırlanan 11. Kalkınma Planı, her alanda bir değişim ve dönüşüm öngörmekte, Türkiye’nin “yüksek gelir grubu ülkeler” ile “en yüksek insani gelişmişlik seviyesindeki ülkeler” arasına girmesini amaçlamaktadır. Amaç iyidir ama gerçekleşmesi mevcut büyüme hızıyla mümkün değildir. Plan’daki iddialı 2023 hedeflerinin geçekleşmeyeceği artık belli olmuştur.
Türkiye’nin plan döneminde “yüksek gelirli ülkeler” arasına girebilmesinin en önemli şartı, orta gelir tuzağından çıkması idi. Orta gelir tuzağı, kişi başına gelirin belirli bir aşamadan (10 bin dolar) öteye gidememesidir. Ülkedeki kişi başına gelirin belli bir seviyede takılıp kalmasıdır. Daha çok milli gelirlerini artıran gelişme yolunda olan ülkelerin milli gelir artışlarının ve dolayısıyla kişi başına milli gelirlerinin artmamaya başlaması, bir yerde tıkanması şeklinde ortaya çıkar.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), gelişen ekonomilerin orta gelir tuzağından korunmak için kalkınma modellerini yeniden değerlendirmelerinin gerekli olduğunu açıklamıştır: “Orta gelir tuzağından korunmaya çalışan gelişen ekonomilerin, ekonomik modellerini ve ekonomik büyümelerinin finansmanını sürdürülebilir kılacak yetenek ve altyapılarını yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor.”
EBRD Baş ekonomisti Sergei GURİEV, “Kendisini yeniden keşfedemeyen ülkeler, orta gelir tuzağına takılıyorlar. Sorunların çözümü için ortaya sadece para konulması orta gelir geçişinin başarılı olması için yeterli değil. Finansmanın kalitesi önemli bir rol oynuyor. Geniş çaplı sosyal konsensüs olmadan, büyüme artırıcı ekonomik politikaların teknolojik ve demografik değişimlerin ışığında sürdürülebilirliğinin sağlaması mümkün olmayabilir” demiştir.
IMF’ye Göre Ülkelerin 2019-2023 Yıllarında Dolar ve Satın Alma Gücü Paritesine Göre Milli Gelirleri ile Nominal ve Satın Alma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına Düşen Gelirleri aşağıda verilmiştir.