Türkiye kendisini 14 Haziran’a kilitledi! Ne olacak bu 14 Haziran 2021 tarihinde ? Daha iki hafta var, ancak “kendilerine gazeteci diyebilen, çakma yorumcular” 14 Haziran’ı Sedat Peker kasetlerine dahi bağlıyorlar.. Vallahi nasıl bir zeka ise, oradan dış güçler, FETÖ falan derken AB ülkeleri ve Biden’ i de kattın mı, çık işin içinden çıkabilirsen.. Türkiye’nin gündemi halbuki sadece ve sadece ekonomi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Biden’in görüşmesi tüm bunları temelden etkileyecek bir NATO toplantısı olacak.
Atatürk’e Cumhurbaşkanı huzurunda dahi, büyük bir cesaretle, hakaret ve küfür eden örümcek kafalı din adamlarının cirit attığı ülkemizi, bu gidişle Biden’in “şirin beyanları” da ayrıştırmayı engelleyemeyecek…
Toplum kin ve nefret ile bölünmek isteniyor. Ne yazık ki, politikacılar küstah ve toplumu ayrıştırıcı laflarla bir birlerine saldırıyor, tehdit ediyorlar. Vatandaş ne yapsın. Tam da istenildiği gibi “kuzu kuzu” izliyor. Ne yapsın!.. Atatürk’e sahip çıkmaya dahi çekinen politikacılar yığının bulunduğu bir ülkedeyiz… Ulus devlet ruhu yerle bir olmuş..
Meczubun biri çıkmış, Cumhurbaşkanı’nın önünde Atatürk’e hakaret ediyor. Bu tip insanlar etrafımızı sardı. Dine sarılıp her türlü dinsizliği yapabiliyorlar… Yönetimden cılız sesler dışında, kimse bir şey demiyor. (Demek ki içlerinden “amin” demişler. Kamera olması salyalarıyla haykırarak söylerlerdi. Vallahi benim hiç kuşkum yok!) Sessizlik, konuyu saptırmak.. 14 Haziran gelsin, gündem değişsin, öyle mi !..
Hazırda bir gündem daha var. Sedat Peker, ama ne adli ve siyasi iddialarla ilgili “kesinlikle” yeterli araştırma yapılmıyor.. Sedat Peker’i işlerine gelmeyince dış güçlere bağlıyorlar. Adam, yakalanacağını öğrenmiş,”tüyoyu alır almaz tüymüş”. Bu kadar basit. Ne dış güçleri, ne FETÖ’su kardeşim. Peker kendisine verilen siyasi söz tutulmayınca intikam için video yayınına başlamış ve böylece kirli çamaşırların bir bölümünü dökmeye başlamış. Benim görüşüm bu… Peki, iddialar doğru mu? derseniz, bence yüzde 90’ı doğrudur.. Ama 14 Haziran gelsin, hatta yaklaşsın bakın günden nasıl değişecek. Nasıl olsa ülkede kuvvetler ayrılığı diye bir şey kalmamış.
Çin, ABD, Rusya, NATO, AB ilişkileri vs. vs. İflas eden vatandaş unutturulacak, işsizliğe çare hak getire olacak ! İddia edildiği gibi yargıdaki adaletsizliği gidermek başka bahara kalacak.
Evet, 14 Haziran’a iki hafta kala, ülkede yoksulluk ve işsizlik yükseliyor. Pandemide iflas edenlerden ve onlarca intiharlardan bahseden yok. Altın, döviz almış başını gidiyor. Rekor artışlar diz boyu. İnsanların alım gücü düştü. Pazarda fiyatlar el yakıyor. Ama, sıkıntı yok!. Biraz daha sabır! 14 Haziran yaklaşıyor. Gündem nasılsa değişecek.. Herkes başının çaresine bakacak..
Televizyonlarda bazı beyinsizlerin yorumlarını izlerken kusacağız. Aman Amerika, canım Amerika diyecek miyiz? Ayıdan post, Amerika’dan dost olmaz.. Fakat hiç bir şey gerçeği değiştirmeyecek. Ne içerde, ne dışarda.. Velhasıl kerim ;
“ Siyasilerin, insanı çıldırtan tehtidvari ve ayrıştırıcı açıklamaları.
Çalışanların ve emeklilerin geçim sıkıntısı.
İşletme sahiplerinin zararlarının giderilmesi.
Pandemi dolayısıyla ortaya çıkan sağlık sorunları.
Atatürk düşmanlığı.
İç- dış borç. Cari açık.
Türkiye’nin stratejik konumu.
ABD, Rusya ve yeni kurulmakta olan Kürt devletçiliğinin yeni güney komşularımız oluşu.
ABD’nin sözde Ermeni Soykırımı’nı tanıması.
Rusya’nın bu yıl sonuna kadar turist göndememesi.”
Gibi, gibi daha bir yığın sorunlar olduğu gibi kalacak…
14 Haziran 2021 öncesi ve sonrası vatandaş sorunları ve milli meselelerin rayına oyuracağını beklemek beyhude olur.
Ülkemizin durumu hiç iyi değil. Geleceğimiz keza öyle. Bu büyük ölçüde, açık konuşmak gerekirse “ İhvan-ı Müslim” kafası ile memleketi yöneten zihniyetten mi kaynaklanıyor ? Peki, “seçim olsun yeni bir yönetim gelsin. Her şey düzelir” diyebilirsiniz. Vallahi, ben bakıyorum, bakıyorum; Koskoca Türkiye’de koltuk sevdasında olmayan, menfaat peşinde koşmayan politikacı kalmamış gibi…
Şu “sol marjinden” gelenlere bayılıyorum… Tamam kardeşim, kimse sizden Türkçü, Milliyetçi olmanızı beklemiyor. Ama dünya değişti, değişti.. Marksizm, komünizm, sosyalizm çöktü. Geçenlerde bir muhalif tv de izliyorum; Adnan Menderes’in idamını anlatıyorlar. Hop oradan hemen Deniz Gezmiş’in idamına bağladılar. Derken Nazım Hikmet ile devam ettiler. Ya kardeşim, Adnan Menderes’in idamı ile Deniz Gezmiş’in asılmasının ne alakası var? Ruhlarında komünistlik var ya, her fırsatta hala sosyalizmi getireceklerinin hayaliyle yanıp tutuşuyorlar! Gel de Namık Kemal’i anma !.. Bunlar güya ülkeyi yönetmeye alternatif siyasetçilerin yoldaşları…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yazıyı yazdığın sırada TRT’de yaptığı açıklamada, “ Parlamenter Demokratik sistem mazi oldu” demiş.. Doğru demiş. Sistem, hatta rejim değişti.. Umudumuzu kesmeyeceğiz. İnşallah, iktidar biraz “imana” gelir de, hak, hukuk, adalet der.
Lafı daha fazla uzatmadan Brüksel’deki 14 Haziran NATO toplantısını bekleyelim.. Her şey ne kadar güzel olacak ! acaba !…