Anadolu Ajansı’nın, Kanada resmî yayın kuruluşu CBC’den naklettiği habere göre, ülkenin çeşitli kentlerinden 15 avukat, British Columbia eyaletindeki Kamloops Kızılderili Yatılı Kilise Okulu’nun bahçesinde 215 çocuğun ceset kalıntılarının bulunduğuna dair ön raporlardan yola çıkarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden Kanada hükümeti ve Vatikan’ın insanlığa karşı suç işlemekten soruşturulmasını resmen talep etti.
Avukatlar grubunun başkanlığını yapan Calgary kentinden Brendan Miller, soruşturmanın mezarlık alanlarının oluşturulmasında ve bu alanların örtbas edilmesinde yer alan Katolik Kilisesi ve Kanada Hükümeti’nin çalışanları, ajanları ve aktörlerinin yargılanmasına yol açabileceğini söyledi.
***
Habere göre Kamloops kentindeki Kızılderili Yatılı Kilise Okulu’nda 215 çocuğun ceset kalıntılarının bulunmasının ardından, Kanada genelinde faaliyet gösteren tüm yatılı kilise okullarının çevresinde arama başlatıldı.
Kayıtlarda bulunan 139 yatılı kilise okuluna ait mezarlık ve bahçelik alanlarda, kayıtlarda olmayan çocuk mezarları için yer radarları ile tarama yapılıyor.
Kamloops Kızılderili Yatılı Kilise Okulu, Kanada’daki en büyük yatılı kilise okullarından biriydi ve 1970’lerin sonlarında kapatılmadan önce 1890 ve 1969 yılları arasında Katolik Kilisesi tarafından işletiliyordu.
Ülkedeki yatılı kilise okullarında yaşanan trajediyi araştırmak üzere 2010 yılında kurulan Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu’nun 2015 yılında açıkladığı raporu ile resmen gün yüzüne çıkan, bazı çocukların maruz kaldığı fiziksel, cinsel ve duygusal istismarlar da ülkeyi derinden sarstı. Şahitler ve halen yaşayan mağdurların ayrıntılı ifadelerinin yer aldığı 4 bin sayfalık rapor üzerine, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, 2017 yılında Papa’dan resmî olarak özür dilemesini istedi.
Trudeau’nun talebine 2018 yılında cevap veren Kanada Katolik Piskoposlar Konferansı, Papa’nın Katolik Kilisesi’nin yatılı okullardaki rolü için kişisel olarak özür dileyemeyeceğini açıkladı. Trudeau bunun üzerine Papa Franciscus’un kendisini hayal kırıklığına uğrattığını söyledi ve “Biz, geçmişteki hataların sorumluluğunu üstleniyor ve af diliyoruz” dedi!
Son olarak Kanada Yerli Hizmetleri Bakanı Marc Miller, “Bence bugüne kadar özür dilememiş olmaları, bugüne kadar bir özür açıklaması yapılmamış olması utanç verici.” diye konuştu!
Kanada hükümetinin sorumluluğu kabul etmesi önemlidir ama tepkiyi Vatikan’a yönelterek olayın içinden sıyrılmaya çalışması gariptir! Neyse ki 15 avukat bu algı operasyonunu bozdu!
Kanada’da Vatikan’a bağlı kiliselerin hükümetle birlikte kurduğu yatılı okullarda yerli çocukların toplanıp katledilmesi, kıtadaki Kızılderili soykırımı politikasının sonucudur. Anlaşılıyor ki Kızılderililerin Hıristiyanlığı kabul etmesi de onları soykırımdan kurtaramamış!
***
Vatikan ise nihayet kiliselerde, sadece çocukların değil yetişkinlerin cinsel istismarını da suç kapsamına aldı! Yani bugüne kadar yetişkinlerin cinsel istismarı soruşturulmuyordu bile!
ABD ordusunda yaşanan cinsel tacizler ise o kadar arttı ki Rand raporlarına da yansıdı. Son rapor, “ABD ordusunda cinsel azınlıklara yapılan cinsel saldırılar” başlığını taşıyor. Raporda, “kadın askerlerin uğradığı cinsel tacizler değil, erkek askerler arasında bulunan cinsel azınlıkların diğerleri tarafından cinsel saldırıya uğraması” konu ediliyor! Bu durumda, Amerikan ordusu ne oluyor, Amerikan rüyası ne oluyor?
***
Kanadalı avukatlar ve haberi yapan Kanadalı gazetecilerin varlığı, insanlıktan ümit kesilmeyeceğini gösteriyor.
Tabii bu kokuşmuşluğun Batısı Doğusu da yok. Türkiye’de de dini vakıf yurtlarında veya tarikat evlerinde, çocuk istismarları, yetişkin istismarları yaşanıyor. Bu suçlar da toplum hayatına suikasttır.
Kanada’daki soykırım ise sadece bir örnektir. Bu modelden insanlık hayrına bir proje çıkar mı?
Arslan Bulut