Uygur Soykırımı, Çin Komünist Partisi tarafından Uygurlar’a karşı uygulanan şiddet ve İnsan hakları ihlallerine verilen genel isimdir.[ Bu politika çoğunluğu Uygur olan bir milyondan fazla Türk Müslümanın herhangi bir yasal işlem olmaksızın, gizli gözaltı kamplarında tutulmasına yol açtı. Söz konusu politikayı eleştirenler genel olarak bunu Çin hükûmetinin Sincan’ı Çinlileştirme çabasının bir sonucu olarak tanımladılar ve bunu bir Kültürel soykırım olarak nitelendirdiler. Bu politikalar, Sincan yerel Komünist Parti sekreteri Chen Quanguo tarafından uygulanmıştır. Birçok aktivist, bağımsız STK, insan hakları uzmanı, hükûmet yetkilileri ve Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti bu olayları bir Soykırım olarak adlandırdı. Uygurlulara karşı uygulanan şiddet, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana etnik ve dini kimlikleri nedeniyle en fazla kişinin tutuklandığı, şiddet gördüğü ve öldürüldüğü olay oldu.
Eleştirmenler özellikle Uygurların devlet destekli yeniden eğitim kamplarında yoğunlaştığını, Uygur dini uygulamalarının bastırılmasını, siyasi telkinlerin, şiddetli kötü muamelenin altını çizdiler ve zorla kısırlaştırma, doğum kontrolü dahil olmak üzere insan hakları ihlalleri olduğunu ifade ettiler. Çin hükûmeti istatistikleri, 2015’ten 2018’e kadar, Hotan ve Kaşgar’ın çoğunlukla Uygur bölgelerinde doğum oranlarının %60’tan fazla düştüğünü gösteriyor. Aynı dönemde tüm ülkenin doğum oranı 1000 kişi başına 12,07’den 10,9’a %9,69 düşmüştür. Çinli yetkililer, Sincan’da 2018’de doğum oranlarının neredeyse üçte bir oranında düştüğünü kabul etti, ancak zorla kısırlaştırma ve soykırım raporlarını yalanladı. Doğu Türkistan’da doğum oranları düşmeye devam ediyor ve ülke genelinde sadece% 4,2’ye kıyasla Sincan bölgesinde yalnızca 2019’da yaklaşık %24 düşüş yaşandı.
54 Birleşmiş Milletler (BM) üye devletinin Çin’in Sincan’daki politikalarını desteklemesi, (bu sayı Ekim 2020’de 45’e düşmüştür)ve Çin’in Sincan’daki insan hakları ihlallerini kınayan 39 ülke ile uluslararası tepkiler karışık olmuştur. Temmuz ve Ağustos 2020’de insan hakları grupları, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (ICC) ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ni Çinli yetkilileri insanlığa karşı suç ve soykırım iddiaları nedeniyle soruşturmaya çağırdı. Amerika Birleşik Devletleri, insan hakları ihlallerini soykırım ilan eden ilk ülke oldu ve 19 Ocak 2021’de kararlılığını açıkladı. Kanada Avam Kamarası, 22 Şubat 2021’de Çin’in eylemlerini iki çekimserle 266-0 oyla soykırım olarak tanımak için bağlayıcı olmayan bir önergeyi onayladı.25 Şubat’ta Hollanda Parlamentosu, Çin’in insan hakları ihlallerini BM soykırım sözleşmesi kapsamında kabul etmek ve bunu yapan üçüncü ülke olmak için bağlayıcı olmayan bir önergeyi kabul etti.
Aralık 2020’de ICC, iddia edilen suçların çoğuyla ilgili olarak Çin üzerinde yargı yetkisine sahip olmadığı gerekçesiyle Çin’e karşı soruşturma başlatmayı reddetti. ICC ayrıca, her ikisi de ICC üyesi olan Uygurların, Kamboçya ve Tacikistan’dan Çin’e transferlerinin insanlığa karşı sınır dışı etme suçu oluşturmadığına dair ayrı bir değerlendirmede karar verdi.
Kaynak: Vikipedi