Milliyetçi camia Prof. Dr. İskender Öksüz hocayı bilir! Milliyetçiliğinden, Türkçülünden önemli feyz aldığımız bir akademisyen, düşünür. Geçmişten günümüze çeşitli tanımlarla nitelendirilen Milliyetçilik ya da Türk Milliyetçiliği (Türkçülük) tarifini en açık şekilde dile getiren İskender Öksüz’ün açıklama ve makalelerini göz ardı etmemeliyiz.
Son makalelerinde ve konuyla ilgili yazdığı kitap çalışmalarında Türkçülüğü ne güzel anlatmış! Yıllarımızı, emeğimizi, beyin gücümüzü, istikbalimizi, kanımızı, canımızı feda ettiğimiz bu fikir deryasını ne güzel de anlatıyor. Atsız milliyetçiliği, Gökalp milliyetçiliği, Akçura milliyetçiliği, Galiyev milliyetçiliği, Atatürk milliyetçiliği gibi fikri / nüans ayrılıkları bir yana atarak, gençliğimden bugüne inandığım, yaşam felsefem olan Türkçülük felsefesi; kısa ve öz olarak, kafalarda her hangi bir soru işareti bırakmadan, analiz veya senteze yer vermeden İskender Öksüz hocamız tarafından bir kez daha dile getirilmiş.
Arvasi’nin Türk-İslam ülküsü gibi Türkçülük / Turancılık (PanTürküzim) ile pek bağdaşmayan fikri akımların aksine, Türk Milliyetçiliği’ni sade ve net olarak açıklamaktan çekinmemek lazımdır. ( Bu arada şunu da belirtmeliyim ki; Türk-İslam fikri, hareketi bölmek ve saptırmak amacıyla NATO-ABD (CIA) gibi o dönem Türkiye yönetiminde etkili olan güçler tarafından 70’li yılların sonuna doğru gündeme getirilmiştir. Asıl amaç, Türkçülüğe İslami akımları, tarikat ve cemaatleri de yoğurarak ideolojik sapma sağlamaktı. Nitekim, 12 Eylül sonrası cezaevlerinden çıkan on binlerce Ülkücü genç bu oluşumlara yönlendirilmiştir.) Türk Milliyetçiliği’ni savunan biz Ülkücüler’e göre; İslamcılık, İslamiyeti yaymak için mücadele etmek veya ideolojik olarak her hangi bir din ile Türklüğü kaynaştırmak ideolojik, felsefi ve sosyolojik açıdan mümkün değildir.
Türkçülük; kültüre, tarihe dayanan bir fikir sistemidir. Siyasi yönüyle Türkiye Cumhuriyeti’nin taşıyıcı sütunlarından biridir. Din ise güzel ahlakı tamamlama işlevini yüklenmiş bir inanç manzumesidir..
Prof. Dr. İskender Öksüz, “Seküler Milliyetçilik” çalışması yaptığı bir makalesinde yukarıdaki tanıma yer vererk, benim gibi düşünen Türkçülerin görüşlerini dile getiriyor.
Türkçülük fikrinin, en başından beri seküler bir hareket olduğunu da açıklayan İskender hocanın önemli tespitlerinden kısa hatırlatmaları, özellikle Türkçülükten veya milliyetçilikten ne anladıkları bağlamında tereddütte bulunan gençlerimizin dikkatle okumaları gerekir. Şöyle ki;
Entelektüel katkısıyla hak ettiğinin yüzde biri kadar tanınmayan rahmetli fikir adamı, gazeteci Galip Erdem, bizim Galip Ağabey’imiz, “Milliyetçiliğin önüne veya arkasına bir sıfat koymayınız. İllâ lazımsa, ‘Türk’ yeterlidir.” derdi. Türk Milliyetçiliği veya kısaca, Türkçülük.
TÜRKÇÜ DER Kİ: IRK ATLARDA OLUR
Sekülerliğe geçmeden önce Türkçülük deyince, bunun ırkçılık olduğunu sanan ve söyleyen bilgisiz arkadaşlara hatırlatalım: Kelimenin sahibi Ziya Gökalp’tir. “Irk atlarda olur.” sözü de onundur. Bu gerçek ortadayken her Türk ve Türkçü dediğimizde, “ırkçı, ırkçı” diye diklenenlerin maksadı fikir tartışması değildir. Savundukları etnik bölücülük hesabına, Türk milliyetçilerine küfretmektir. Onların seviyesine inmek gerekmez. Küfürcülerin dışında bir de on yıllar öncesinden, ta 1944’ten bu yana, sürüp gelen, Türk milliyetçileri ve milliyetçiliği aleyhine yürütülen propagandanın etkisinde kalanlar var. Bu düşmanlık, yarım asır boyunca, devlet politikası hâlinde işlendi. Buna, 1960 sonrasının SSCB ve Çin menşeli ideolojik saldırısı eklendi. Nihayet, 1980’in ‘Oğlanlar’ı, bu sefer Batı’nın talimatıyla, milliyetçilerin üstüne yürüdü. Hükümetler eliyle sürdürülen düşmanlığın sonucunda birtakım insanların Türkçülüğü tersinden anlamasına şaşmamak gerek.
DİN VE MİLLİYETÇİLİK
Türkçülük; kültüre, tarihe dayanan bir fikir sistemidir. Siyasi yönüyle Türkiye Cumhuriyeti’nin taşıyıcı sütunlarından biridir. Din ise güzel ahlakı tamamlama işlevini yüklenmiş bir inanç manzumesidir. Türkçü, koyu dindar da olabilir, ateist de olabilir. Herhangi bir mezhebe mensup olabilir. Hatta Gagavuz Türkçüler gibi, Munis Tekinalp gibi, başka bir dine bile mensup olabilir.
Burada iki noktada yüksek sesle “Dikkat!” çekmem lazım. Birincisi, bu dinden bağımsızlığın, din karşıtlığı diye anlaşılmaması gereğidir. İşte bu, Türkçülüğe zıttır. Çünkü Türkçülük kültüre dayanır ve İslam dini, Türk kültüründe, mimariden musikiye, tasavvuftan edebiyata büyük yer tutar. Din aleyhtarlığı, Sinan, Itri, Dede Efendi, Yunus, Fuzuli, Yahya Kemal aleyhtarlığına dönüşür ki bu hâlde birikimimizden bin yıl, kesilip atılır. Kaldı ki milliyetçinin, milletinin inancına düşmanlık etmesinin mantığı yoktur.
İkinci nokta: Fikirlerine ve bilimlerine saygı duyduğum bilim insanları arasında, laikliğe ses çıkarmayıp, sekülerlik deyince öfkeyle ayağa fırlayanlar var. Açıktır ki benim anlattığım sekülerlikle onların anladığı bir birinden pek farklı. Google’a laik yazdım. İlk anlam diye “secular”ı verdi. Doğrudur. İkinci anlam olarak “laic” yazdı. Bahsettiğim öfkenin sebebi üçüncü tercümede: profane: laik, dinsiz, kâfir, dinle ilgisi olmayan. Profane’i sorduğumda, “saygısız” çıkıyor.
Özetle, milliyetçilik zaten sekülerdir, zaten laiktir. Başına ve sonuna bir sıfat eklenmesi birleştirici olmaz. Ancak gençlikte bu tabirin sevgiyle kucaklanma sebebi, dinle her şeyi, bu arada devleti de yönetme iddiasındaki dinbazlara duyulan öfkedir. Hele, Türkçülüğü, bir tarikat gibi algılamaya, hatta bir tarikata bağlamaya çalışanlara… O öfke haklıdır, ama başka yollarla ifade edilmelidir.
İskender hoca, bu kısa açıklamalarıyla bize ırkçı veya kafatasçı deme cüretini gösteren Türk düşmanlarına ne güzel de cevap vermiş olmuyor mu? Yani, “Ya sev, ya terk et demek”, “Türk isen gurur duy, değilsen biat et” demek kadar olağan bir slogan olur mu? Bu tarz söylevler Türk Milliyetçilerinin duygularını ve inançlarını açığa vuruyor. Kime ne zararı var da yasaklanıyor? Arapları memlekete doldurarak, ileriye dönük kirli planlar peşinde olanlar, bilerek veya bilmeyerek veya menfaat karşılığı onları destekleyenler, Milliyetçiliği ayaklar altına alanlar, dağda-tepede “Ne mutlu Türküm” yazılarını sildirenler, okullardan-meydanlardan bu yazıları kaldıranlar, Andımızı yasaklayanlar, bu tarz açıklamalardan yani Türklerden rahatsız olurlar. Olmaları da çok doğaldır.
Ne diyelim, İskender Öksüz gibi değerlere ihtiyacımız var! Değerini bilmek ve yeni nesillere önermek görevimiz olmalıdır.. Tanrı Türkü Korusun..